Büğet TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,halk ağzında Gölet.
ve halk ağzı. Su bendi, akarsuyu tutmak için yapılan set, gölet.
Hafif yiyecekler satılan küçük dükkân.
Ingilizce-Türkçe Çeviri
söylenti, şayia, haber. telefon (zili). to give a buzz: telefon etmek.
Buğz kelimesinin sözlük anlamı kindir. Bu kelime, yapılan kötülükleri unutmamak ve düşmanlık beslemek manasında da kullanılır. Sözcüğün fiil hali ise buğz etmek şeklinde yazılır.
İlgili 40 soru bulundu
zf. (Kuvvetlendirme benzer hecesi büs ile büs+bütün) Tam anlamıyle, tamâmen, tamâmıyle, iyice: Çocuğu büsbütün deli edeceksiniz (Reşat N. Güntekin).
BUĞZETMEK – BUĞZEYLEMEK
birl. geçişsiz f. (Ar. buġż + Türk. etmek, eylemek) (-e) Düşmanlık etmek, kin beslemek: Konstantin bundan önce hıristiyanlara buğzederdi (Kâtip Çelebi'den Seç.).
Hem kendi hem de başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için para harcamaktan kaçınmayan kişilere bonkör denir. Bonkör olarak tanımlanan kişiler, elindeki her şeyi çevresindeki kişilerle paylaşmaktan çekinmezler.
Sesli Sözlük - (şın') buğz ve adâvet etmek. kin bağlamak. düşmanlık yapmak.
Bitişik yada ayrı yazılması konusunda kafa karışıklığı olabilir. TDK'ye göre bu kelimenin bitişik yazılması gerekiyor. Dilimizde bu kelime genellikle buğz etmek, buğuz etmek, buğuzetmek şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı buğzetmek şeklinde olmalıdır.
Aznafer köyünün adı ise 1928'de Doğankaya olarak değiştirilmiş. Az kelimesinin bir anlamı da Êzdilerdeki tavusa gönderme olarak “kutsal kuş” demektir. Aznavur, Kürt mitolojisinde Doğan ile betimlenen bir kuştur ve Ezdi sancaklarının başında bu adla kuş figürleri bulunmaktadır.
Kökeni Arapça olması ile beraber Türkçede yer alan Nezir kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre, 'adak' anlamına gelmektedir. Bu şekilde yukarıdaki örnek cümle de olduğu gibi amaca uygun şekilde değerlendirilebilir.
Sutüven, şairin doğum yeri olan Edremit'te bir şelalenin adıdır. 1934'te Atatürk'ün İzmir'den Edremit'e geleceği öğrenilince zamanın Edremit Kaymakamı Mithat Kemal Bey, Edremit bölgesinde şairliğiyle tanınmış Mustafa Seyit'ten bölgenin güzelliğini anlatan bir şiir yazmasını ister.
Hızar, benzinli motor veya elektrik motoru ile çalışan ve genellikle odun kesmekte kullanılan bir tür bıçkı. Pala kısmının etrafında bulunan zincir kesmeyi sağlar. Ağaç kesme, tomruklama, budama gibi işlemlerde kullanılır.
Büz TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim Künk.
Kalben buğz etmek de avâm halkın vazifesidir” demişlerdir. Buğz etmek, kötülüğü işleyenlere düşmanca davranmak ve kalben o insandan nefret etmek anlamına gelebildiği için genellikle düşmanca davranmak olarak yorumlanmaktadır.
Zürriyet, bağlı olunan soy, aile büyükleri, soy ağacının geldiği silsile yolu gibi ya da soy sop gibi ifadeler anlamına gelen bir kavramdır. Zürriyet kelimesinin isim kökü Arapçada bulunmaktadır ve Arap dilinde "ẕurriyyet" olarak telaffuz edilmektedir.
Bu kapsamda başta Hz. Peygamber ve sahabe dönemi olmak üzere tabiîn ve klasik dönemde “nuşûz” ifadesine genel olarak “kadının kocasına isyan etmesi”, “ona itaat etmekten imtina etmesi”, “ondan buğz etmesi”, “gözü başkasında olması” gibi anlamların verildiği görülür.
Vecd, vecit ya da ekstaz, kimi sözlüklerde «ruhun dünyevi gerçeklikten kurtulduğu kendinden geçme ve coşkunluk hali» olarak tanımlanmakta olup, kişinin bilinci ve hafızası yerinde olmakla birlikte kendisine (dünyevi-fiziksel varlığına, duyumlara) ilişkin hiçbir algılamasının olmadığı ve kişinin tümüyle kendisi ...
Arapça kökenli olup zaman içerisinde dilimize kadar uzanan kelimelerden biridir. Belirli bir dönem karşı karşıya kalınan durum için fasıl kelimesi kullanılmaktadır. TDK sözlük anlamında da belirli bir durum anlamına gelmektedir.
Temel anlamı üzerinden Türk Dil Kurumu kapsamında ele alındığı vakit fenni kelimesi, 'Fen ile ilgili olan,' şeklinde ifade edilmektedir. Tabii aynı zamanda bilimsel ve teknik yöntemler kapsamında uygun şekilde yapılan işler olarak da ifade edilir.
Peygamberimiz: "İslama en iyi bağlayan şey nedir?" diye sordu. Sahabeler: "Namazdır" dediler.
Hubb-i fillah, Allahü teâlâ için sevmek demektir. Buğd-ı fillah ise, Allahü teâlâ için sevmemek, dargın olmak demektir.
Farsça'da “başkasına karşı kötü niyet besleyen, kötü kalpli kimse” anlamındaki düşmandan (düşmen) gelen düşmanlık kelimesinin Arapça'daki karşılığı adâvettir. Adâvet sözlükte “zulmetmek, haklılık sınırını aşmak” gibi mânalara gelen adv kökünden türetilmiş olup genellikle sadâkatin zıddı olarak kullanılır.
Türk dil kurumuna göre süfli kelimesinin pis kılıklı, kılıksız ve hırpani manalarına sahip olduğunu söylemek mümkün olmaktadır. Aynı zamanda süfli kelimesinin aşağı ve aşağılık anlamlarına da sahip olduğu bilinmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri