Aşık olmak, sevgiliyi her anlamda arzulamaktır. Onu her an görmeyi, yanında olmayı, konuşmayı,dokunmayı,sevişmeyi,daha samimi olmayı, keşfetmeyi, sahip olmayı arzularsın. Arzuladıkça, aşk coşkuludur.
Romantik sevgi, bir kişinin bir başkasına karşı derin bir bağlılık ve duygusal bir bağ hissetmesidir. Cinsel arzu ise cinsel birleşme ya da seks için duyulan güçlü bir istektir8. Romantik sevgi ve cinsel yönelim farklı nörobiyolojik ve sosyal süreçlere sahiptir.
Freud'a göre aşk, cinsel içgüdünün bir türevi, dönüşmüş bir biçimidir. Aşkta saf cinsellikte olmayan bir sevgi ve şefkat boyutu vardır. Bu da bebeklik ve çocukluk yaşantılarına dayanmaktadır. Freud'a göre bu iki duygusal akımdan (cinsellik ve şefkat) daha temelli olan cinsel istektir.
Arzu bir şeye ya da birine karşı duyulan güçlü istek anlamına gelir. Bu kelimeden türetilmiş olan arzulamak da, bir şeyi çok fazla ve sürekli istemek manasında kullanılır.
Arzu anlık bir duygudur; sevgi ise zamanla gelişir.
Belirli bir kişiye çekilmeniz, bir anlık arzuya dönüşebilir ve birkaç saat içinde kaybolabilir. Sevgi ise daha derin ve zamanla gelişir. İki kişi arasındaki ilişki zamanla büyür ve güçlenir, bu da sevginin ortaya çıkmasına neden olur.
İlgili 44 soru bulundu
Cinsellik ve cinsel ilişki, ilişkilerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Öncelikle, her türlü duygu içeren davranışın partnerler arasında sevgi ifadesi gibi görülmesi cinselliği çoğu ilişkide temele yerleştirmektedir.
Cinsel çekimle başlayan ilişkiler zamanla tutkulu bir aşka dönüşebildiği gibi, yıllardır etrafımızda olan en yakın arkadaşımıza bir gün bir hareketi yüzünden aşık olabiliriz. Tutku aşık olmak için ilk şart olabilir ama her tutku aşka da dönüşmez.
Cinsel çekim, biriyle birlikte olmak için yanıp tutuşma halidir. O kişiyle vücutlarınızın birleşmesi için karşı konulmaz bir istek duyarsınız. Fiziksel çekim ise partnerinizin fiziksel görünüşüne, haline, tavrına karşı hissettiğiniz çekimdir.
Seven erkek sevgilisine öncelik tanır. Onun için siz, zaman zaman ailesinden ve en yakın arkadaşlarından bile önce gelirsiniz, örneğin kız kardeşiyle ve sizinle alışverişe çıktığında en güzel kıyafetleri öncelikle size alır. Önce sizin iyi olmanızı, sizin gülmenizi ve mutlu olmanızı ister.
Sizi dikkatle dinler.
Sizi tüm dikkatiyle dinler ve ne diyeceğinizi ya da ne konular hakkında konuşacağınızı merak eder ve anlamaya çalışır. Ortak konular bulmaya çalışır ve sizi güldürmeye çalışır. Bu yüzden de sürekli espriler yaparak sizi güldürmeye çalışır.
Şehvetin özel bir kişiye odaklanabilmesi için cinsel dürtülerin de o kişiye yönelik olarak artmış olması beklenir. Bu bağlamda, aşkın cinsel arzuyu artırması şaşılacak bir durum değildir. Biyokimyasal açıdan ise, aşık olma sürecinde artan dopaminin, testosteronu da artırır. Testosteron, cinsel arzunun belirleyicisidir.
Aşkın tanımı için "Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevgi, sevda, amor" der Türk Dil Kurumu. Demek ki aşk, içinde sevgiyi de barındıran bir his. Sevgi ise "İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu" olarak tanımlanıyor.
Nemfomani, kişinin cinsel davranışlarını kontrol altına alamadığı bir durumdur. Cinsel bağımlılık, hiperseksüalite ve kompulsif cinsel davranış gibi farklı isimlerle anılır. Nemfomani kadınlarda hiperseksüaliteye verilen spesifik isimdir. Erkeklerdeki karşılığı ise satiriasis olarak adlandırılır.
Aşk, aradaki mesafeyi küçültmeyi sever, arzu ise heyecana ihtiyaç duyar.Aşk sahip olmakla ilgilidir; arzu istemekle ilgilidir. Fakat ilişkilerde sık görülen durum; çiftler sevginin konforuna yerleştikçe, arzunun alevinin közleniyor olmasından sıkıntı duyarlar. Ateşin havaya ihtiyacı olduğunu unuturlar.
Ten uyumu hissedildiğinde kişide; bir heyecan dalgası, bir ötekine karşı yoğun bir arzu, kalp atışının hızlanması, sürekli göz teması kurma ve dokunma isteği ile kendini gösterir. Aşkların ancak % 10 unda görülmektedir. Bu da sanıldığının aksine tensel uyum= aşk değil anlamına gelir.
Cinsellik iki ruhun birleşmesidir. Eğer iki ruh birleşmeden cinsellik yaşanıyorsa o seks masturbatik bir ilişki halini alır. Oysa birbirini sevgiyle, aşkla okşayan ve sevişen bir çiftin yaptığı sadece tene dokunmak değil birbirlerinin tenlerinden içeri girerek ruha dokunarak sevişmedir.
Felsefeci ve matematikçi Bertrand Russell'a göre erkekler cinsel birliktelik yaşayabildikleri kadınlara değil de, ulaşamadıkları kadınlara âşık oluyorlar. Psikanalizin babası Sigmund Freud da bu görüşü destekliyor ve bunun nedenini, erkeğin cinsel birliktelik yaşayabildiği kadını aşağılamasıyla açıklıyor.
Âşık olan kişi duygusal olarak hassaslaşır. Duygusal ve fizyolojik değişimler uykusuzluğa, iştahsızlığa, düzensizliğe sebep olur. Âşık olan kişi, önceden sorunlu olduğu kişilerle yakınlaşır. Nöronların üretken hale gelmesi kişiyi pozitif hale getirir.
Cinsel yakınlık ve tatmin, bir erkeğin bir kadına duygusal olarak bağlanmasını artırabilir. Karşılıklı saygı: Bir erkek, bir kadına saygı duyduğunda ve kendisine saygı gösterildiğini hissettiğinde, duygusal bağlanma süreci başlayabilir. Karşılıklı saygı, güçlü ve sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturabilir.
Birini beğendiğiniz, ondan hoşlandığınız veya onunla birlikte olmak istediğiniz anlar muhakkak olmuştur, işte bunun sebebi aranızdaki çekimdir. Bu anlarda o kişiye karşı aşırı bir yakınlık duyar ve sadece birlikte olmak istersiniz.
Ten Uyumu Karşılıklı Mıdır? Bu sorunun bilimsel olarak ispatlanmış bir yanıtı maalesef yok. Ancak çiftler arasındaki ten uyumu feromon hormonuyla ilişkilendirmek mümkün. Feromon havadan alınıp beyne iletiliyor ve karşınızdaki ile bir etkileşime geçmenizi sağlıyor.
Boşalmaya yakın kasılma ve terlemeleri başlar, gözleri parlaklaşır, göğüsleri daha duyarlı olur, cinsel organlarının dış ve iç bölgelerindeki kan yoğunluğu artar, ciltleri kızarır, kalp atışları hızlanır, kan basınçları yükselir ve solunumları sıklığında artış gözlenir.
26-Sevişmek cinsel birleşme demektir.
Cinsel aktivitenin “çözülme” aşaması olan orgazmın hemen sonrasında, aslında fiziksel ve psikolojik bir gevşeme hissedilir. Bu çözülmeyle beraber baskılanmış ve ertelenmiş stres tepkilerinin hüzün, öfke, keyifsizlik gibi duygularla ortaya çıkması oldukça olasıdır.
Tutkulu aşk, hiçbir zaman karşılıklı olmaz. Mutlaka taraflardan biri diğerine yoğun duyguları yüzünden hükmetmeye, onu kendine ait kılmaya çalışır. Tutkulu aşkın, ilgiyle şefkatle ve de seks ile bir ilgisi yoktur. Duyguların karşılıklı değil de tek taraflı olması, istenmeyen, hoşa gitmeyecek sonuçlara yol açar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri