Cevap: Mezotelyoma genellikle göğüs boşluğuna su birikmesi ile bulgu veren bir hastalık olup en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Bunun yanı sıra hastalarda öksürük, ağızdan kan gelmesi, kilo kaybı, iştahsızlık, yorgunluk, halsizlik gibi bulgular da görülür.
Asbest (amyant), beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineraldir. Mesleksel asbest maruziyeti: Asbest sanayide pek çok endüstri kolunda kullanılmıştır.
Özellikle asbeste (taş pamuğu, kaya lifi) sıkça maruz kalan kişilerde ortaya çıkan bu hastalık; Türkiye'de yılda 500, dünyada ise toplamda 30 bin kişide görülebilmektedir. Ağırlıkla Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinde rastlanan bu hastalık, asbestin bilinçsiz kullanımından kaynaklanmaktadır.
Akciğer zarı kanseri olan bir hasta; Hiç tedaviyi almazsa 8 ay, Kemoterapi tedavisi ile 12-18 ay, Cerrahi tedavinin de içinde olduğu 3'lü tedavi ile 24 ay ortalama yaşam süresine sahiptir.
Akciğer kanserinin en genel belirtisi inatçı öksürüklerdir. Bunun dışında göğüs ağrısı, nefes darlığı, ateş, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, omuz ve kol ağrısı, sırt ağrısı, yutma güçlüğü ve kanlı balgam gibi bulgular da akciğer kanseri belirtileridir.
İlgili 16 soru bulundu
Akciğer kanseri en fazla ölüme yol açan kanser türü. Ancak aynı zamanda en fazla önlenebilir kanser türlerinin de başında gelir. Sigara kullanılmamasıyla akciğer kanserlerinin yüzde 90'ı önlenebilir.
İlk olarak yumuşak dokuda meydana gelen tahribat metastaz başlangıcını gösterir. Böbrek üstü bezleri, lenf düğümleri, beyin, karaciğer, kalp zarı ve iskelet sisteminde yer alan kemikler akciğer metastazına eğilimli organlar arasında yer almaktadır.
Akciğer kanserinin son evresinde iyileşme ihtimali yüzde 50 olarak açıklanır. Ancak bu evrede kanserli hücreler diğer organlara da yayılarak zarar verdiği için ölümle sonuçlanması sık görülür. Bu süreçte hasta genel olarak hastalığını yatarak geçirir. Hastanın tedavi desteği alması gerekmektedir.
Sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi de “Akciğer Zarı Kanseri Tedavi Edilebilir mi?” Akciğer zarı kanseri tabii ki tedavi edilebilir. Ancak burada erken dönemde doktora başvurmanın önemi büyük… Bu sayede hastanın yaşama şansı artıyor. Bu kanser türünün dünyada ne yazık ki hala yüzde 100 tedavisi yok.
Bu sebeple, göğüs boşluğuna bir tüp yerleştirilerek hava tahliye edilebilir. Hastaların büyük kısmında bu tedavi yeterli olur, zira akciğerdeki yırtık alanı birkaç günde kendini yenileyerek kapanır.
Asbest liflerinin solunması mezotelyoma, asbestozis ve akciğer kanseri dahil olmak üzere çeşitli tehlikeli akciğer rahatsızlıklarına yol açabilir, bu nedenle artık ciddi bir sağlık ve güvenlik tehlikesi olarak kötü bir üne sahiptir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır (pnömokonyoz).
Evde asbest nasıl anlaşılır? Mikroskobik liflerden oluşan asbestin ne yazık ki gözle görülebilmesi mümkün değil. Asbest yalnızca laboratuvar ortamında tespit edilebilir. Asbestten şüphelendiğimiz takdirde, ilgili belediyeye ve ALO 170 üzerinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na asbest şüphesini bildirmek gerekir.
Asbest solunum yolu ile vücuda alınır. Akciğer için örnek olarak; nefes yolu ile alınan asbeste bağlı olarak önce yıllarca süren uzun süreli bir tür iltihap meydana gelir. Bu tahriş nedenli reaksiyon, akciğer dokusunda kalıcı hasarlar oluşur.
Saksı çiçeklerinin topraklarının beyazlamasının en büyük nedeni havalandırma ve sulama işleminin yanlış yapılmasıdır. Özellikle sulama işleminin yanlış ve hatalı yapılması sonucunda toprakta beyazlama görebilirsiniz. Ayrıca havasız kalan saksı çiçeğinin beyazlaması gayet normaldir.
Şıranın Kestirilmesi: Tatlı pekmez yapılacaksa seperatörden geçirilmiş şıraya asitliğini azaltmak için pekmez toprağı veya teknik kalsiyum karbonat (CaCO3) ilave edilir.
Presten alınan şıra çeşitli irilikte meyve parçaları, kabuk parçaları, hücre ve hücre parçaları içerir. Ayrıca üzüm suyunda tartarik asit, protein ve pektin gibi bileşikler de mevcut olup pekmez üretimine olumsuz etki yaparlar. Bu olumsuzlukları en aza indirmek için şırada durultma ve asit giderme işlemleri yapılır.
Hastada kafa karışıklığı, iletişim sorunları ve odaklanma sorunları ortaya çıkar. Vücutta kasılmalar meydana gelir. Hasta kendini huzursuz hisseder ve bazen ortama uygun olmayan şekilde konuşabilir. Hastanın kan dolaşımı yavaşladığı için vücudu soğuk olabilir.
Dördüncü evre akciğer kanserli hastalarda 1 yıllık yaşam oranı %14'dür. Dördüncü evre akciğer kanserli hastalarda 5 yıl yaşam şansı %1'dir.
Akciğer kanseri en çok hayat kaybına neden olan kanser tiplerinden biri olmasına rağmen, erken dönemde saptanan ve cerrahi olarak başarı ile tedavi edilen vakalarda hastalıktan kurtulma oranları yüzde 80-90'ları bulmaktadır. Erken evre olmasa da cerrahi tedavi şansı olanlarda da başarı oranları düşük değildir.
Akciğer Kanserinde Erken Tanı İle Kanser Önlenebilir mi? Akciğer kanserinde belirtilerin oluşumu birkaç yıl sürebilir ve bazen de hiç belirti vermeden sinsice ilerleyebilir, bu yüzden tarama programları içinde değerlendirilemeyen bir kanser türüdür.
Küçük hücreli akciğer kanserinde sınırlı evre kemoterapiler ile ortalama 14 ile 20 ay arasında sağ kalım süresi sağlanırken, yaygın evre dediğimiz ileri evrede sağ kalım süreleri en fazla 9-11 ay kadar olmaktadır. Yaygın evre küçük hücreli akciğer kanserinde iki yıllık sağ kalım oranı yaklaşık yüzde 4 civarındadır.
Kanserin ileri evresinde periton tutulumu olan hastalarda karın içinde sıvı (asit) toplanmaya başlar. Bu sıvı, hastanın karnının giderek şişmesine, oluşturduğu bası ve gerginlik ile solunum ve dolaşımın sorunlu hale gelmesine neden olabilir.
Sigara içmeyenler de akciğer kanserine yakalanıyor. Ancak yakalanma olasılığı çok daha düşük. Genetiğin önemli bir rolü var. Yani ailesinde kanser öyküsü olan kişiler daha dikkatli olmalı.
Oysa akciğer kanserinin yayılması durumunda sırt ağrısı, omuz ağrısı, kürek kemiği ağrısı, kol, bacak ağrısı ya da beyne sıçramışsa şiddetli baş ağrısı önemli belirtiler olarak kendini gösteriyor. Boyunda ve köprücük kemiğinin üzerindeki bezelerde büyüme ise, özellikle akciğer kanserine işaret ediyor.
Akciğer, Diafragma ve Tymus Bezi: Akciğer ve diafragma problemleri sırtın üst bölgesine yansıyabilir. Klasik yöntemlerle tanı konulması güçtür. Kinezyolojik testlerle ve biorezonansla teşhis konulabilir. Kalp: Sol kol ve göğüs ağrısı ile birlikte sırtın üst kısımlarına vuran ağrı görülebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri