7. Üretkenliğe Karşı Verimsizlik(Durgunluk)(30-65 yaş) 8. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk(65 yaş ve sonrası) Erikson'un psikososyal gelişim kuramının, bizim çalışmamızla ilgili olan ilk beş dönemi aşağıda sırasıyla açıklanmıştır.
8.Gelişim Evresi: Benlik Bütünlüğü Karşısında Umutsuzluk (60+ Yaş) Psikososyal gelişimin son evresi olan 8. Evre huzur ve pişmanlık arasında bir çatışmayı doğurur. Kendini tamamladığına inanan ve bütünlük duygusu taşıyan kişiler geçmişinden pişmanlık duymayan ve önceki evreleri sağlıklı tamamlayan kişilerdir.
Erikson yaşamı sekiz dönemine ayırır: Güvene karşı güvensizlik (0-1 yaş) Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik (2-3 yaş) Girişkenliğe karşı suçluluk duyma (4-6 yaş)
8) Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (65+ Yaş)
Eğer birey bu olumlu durumları yaşamamış ve geçmişte yaptıklarını beğenmiyorsa, bu durum bireyin umutsuzluk yaşamasına sebep olur. Umutsuzluk yaşayan bireyler, çevresiyle olumsuz ilişkiler kurar, geçimsiz ve anlayışsız birine dönüşebilir.
Erik Erikson'un teorisine göre kişi, her evrede kişiliğinin gelişimi için olumlu veya olumsuz sonuçları doğurabilecek bir dizi psikososyal çatışma yaşamaktadır. Kişi, bu evrelerde meydana gelen çatışmaları başarıyla tamamlarsa, yaşamının geri kalanında kendisine fayda sağlayacak erdemleri kazanacaktır.
İlgili 36 soru bulundu
Doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde, bebekler anababalarıyla ilişkilerinin sonucu ya temel güven duygusu kazanır ya da güvensizlik geliştirir. Yani bebek temel güven duygusu kazanamazsa bunun yerini alır. Erikson'a göre temel güven yaşamsal bir kişiliğin ve bir kimlik duygusunun temel yapısıdır.
Başarılı Olmaya Karşı Aşağılık Duygusu
7-11 yaş arasına denk gelen dönemdir. Çocuk bu dönemde okula başlar ve okulda aldığı görev ve sorumluluklar sayesinde başarı duygusunu tadar. Sosyal yaşantısının ve arkadaşlık ilişkilerinin gelişmesi ile çocuk yeterlilik duygusu geliştirir.
Kimlik karmaşası ise yaşadığımız çağın belirsizliğinin, çalkantısının, bocalamasının özellikle genç ve ergen üzerinde devam etmesi, toplumla ciddi uyumsuzluğun ortaya çıkması ve bunun neticesinde ise bireyin bir kimlik oluşturulamaması durumudur.
Özellikle batı toplumlarında ise bazı gençler kimlik kazanma çabalarında çıkmaza girince bu çabalarına bir süre ara verirler. Erikson bu süreci psikososyal moratoryum olarak tanımlamıştır. Günübirlik yaşama, boş vermişlik, vurdumduymazlık ve hedefsizlik, moratoryumun başlıca belirtisidir.
Erken çocukluk (0-6 yaş) dönemi de bu dönemlerden biri olarak çocuğun gelişiminde çok önemli rol oynamaktadır. Bu devre; Anne ile çocuğun duygusal bağının çok kuvvetli olduğu, büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu dönemdir. Erken çocukluk dönemi ayrıca çocuğun çevresiyle etkileşimden en çok etkilendiği dönemdir.
Genel olarak doğumdan sonraki ilk 2 yıl bebeklik, 3-6 yaş ilk çocukluk (oyun), ilkokul yıllarını kapsayan 7-11 yaş ikinci çocukluk , 12-18 yaş ergenlik dönemi olarak kabul edilir.
(i) Bebeklik Dönemi (ii) Đlk çocukluk (Okul Öncesi) Dönemi (iii) Son Çocukluk (Okul) Dönemi (iv) Ergenlik Dönemi (v) Genç (Đlk)Yetişkinlik Dönemi (vi) Orta Yetişkinlik Dönemi ve (vii) Đleri Yetişkinlik Dönemi.
Sözü edilen kuramcılara göre erken/genç yetişkinlik olarak tanımlanan ilk yetişkinlik, Levinson'a (1996) göre 22-40 yaş diliminde yer almaktadır. Bu yaş diliminin öncesindeki ve sonrasındaki beş yıl bir sonraki döneme geçiş evreleri olarak ele alınmaktadır.
Kişilik gelişiminde kendine özgü özellikleri içinde barındıran kıritik dönem ergenlik (adolesans) dönemidir. Bu dönem ortalama 13, 14 yaşlarından 20-21 yaşlarına kadar sürer.
Cinsel kimlik bozukluğu bir diğer adıyla cinsiyet disforisi; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını hissettikleri bir durumdur. Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamasını içerir.
Erkek çocuklar erkeklerle ,kız çocuklarda kızlarda oynamayı tercih etmezler. Erkek çocuklar kız kıyafetleri giymeyi, kız davranışlarında bulunmayı tercih ederler. Kızlar ise erkek kıyafeti giymeyi, erkek davranışlarında bulunmayı tercih ederler. Kız çocuklarda oturarak idrarını yapmayı reddedebilirler.
4)Başarıya Karşı Aşağılık/Yetersizlik (6-12 yaş)
Başarma duygusu, okul başarısı ön plandadır. Bu dönem olumlu bir şekilde atlatılırsa; çalışkanlık, takdir duygusu kazanma, başardığını hissetme, kendini değerli hissetme, olumlu benlik algısı oluşturma gibi durumlar söz konusudur.
Temel güven duygusunun karşısında yer alan temel güvensizlik sadece bebekle değil, annenin verdiği bakımın niteliğiyle de ilgilidir. Güvensizlik duygusu, bebeğin, ihtiyacı olduğunda bakıcının yanında olup olmayacağından emin olmamasıdır. Temel güven duygusu yaşamla ilgili olarak umut'u doğurur.
Gelişim sürecinin önemli bir kavramıdır. Olgunlaşma, öğrenmenin ön koşuludur. Olgunlaşmanın, yaş, zeka ve sinir sisteminin koordinasyonu olmak üzere üç temel alt kavramı vardır. Örneğin, bir çocuğun okuma ve yazma öğrenebilmesi için zihinsel ve sinirsel yapısı yaklaşık 6. yılda yeterli düzeye ulaşır.
Girişimciliğe Karşı Suçluluk Duygusu (3-6 Yaş )
Bu evrede çocuk kendi başına girişimlerde bulunur. Çocuğun bu konuda gelişebilmesi, girişimlerinin desteklenmesine ve merakının giderilmesine bağlıdır.
Çocuk, temel güven duygusu oluştukça bireyselleşir. Kendi kişiliğini kazanmaya başlar. Eğer anne babanın çocuğa davranışları tatlı bir disiplin de doğurursa çocukta güven oluşur. Yetiştirilmesi esnasında iyi olduğu konularda desteklenen kişi, o konuda ustalaşır.
6-7 aylar sırasında bebek tek bir kişiye bağlanır ve bu genellikle annedir. Bu dönem temel güvenin oluşmasında en önemli dönemdir. Çünkü bu dönemde bağlandığı kişi dünyayla güvenli bir ilişki kurması için bir dayanaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri