Büyük-küçük çocuklarımıza sevgi ve şefkat göstermek, sevip öpmek sünnettir. Resulullah efendimiz, evine gelen küçük çocukları sevip başlarını okşar, evin içinde oynamalarına da izin verirdi. Enes bin Malik hazretleri anlatır: Resulullah, çocuklara karşı da insanların en şefkatlisi idi.
Allah için, Allah'ın bir nimeti olarak sevmek bir ibadettir. Bu açıdan bize emanet edilen çocuklarımızı, Onun bir ikramı, ihsanı olarak görmek ve ona göre helal dairesinde dünya ve ahiretlerini kazanmaları için çalışmak gerekir. Allah'ın her anne babaya çocuk sevgisi vermesinin binlerce hikmeti vardır.
Peygamber, çocuklara ilgi gösterir, yanlarına uğrar ve onlara selam verirdi. Çocuklara beddua edilmesini yasaklayan Allah Resulü onlara sevgi ile hitap eder, gönüllerini hoşnut etmek için hediyeler verir, onlarla oynar ve şakalaşırdı. Hz. Peygamber, çocukların oyun oynamasına karışmaz, karışılmasına da müsaade etmezdi.
Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanına giderdi. Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.
Peygamber Efendimiz (SAS.) çocuklara hoşlarına gidecek lakaplar takar, bu lakaplarla seslenerek onları neşelendirirdi. İsmi güzel olmayan çocukların isimlerini değiştirir, onlara “yavrucuğum” diye hitap ederdi. O, âlemlere rahmet olarak gönderilmişti.
İlgili 26 soru bulundu
Peygamber Efendimiz en küçük kızı Fâtıma'yı anne sevgisiyle sever, ona “babasının annesi, anam” diye hitap ederdi. Hz. Fâtıma “Beyaz, parlak ve aydınlık yüzlü kadın” anlamında Zehrâ veya “iffetli ve namuslu kadın” anlamındaki Betûl lakaplarıyla anılmıştır.
Peygamberimiz gelince 'Ya Resulullah bir kadın geldi' deyip şahit olduğu olayı anlatınca Allah'ın Resulü 'Her kimin üç kız çocuğu olursa ve onları güzelce eğitir, yetiştirir, terbiye eder ve evlendirirse o çocuklar anne baba ile ateş arasında bir perde olur. ' dedi.
Bir rivayette “Çocuklarınızın yüzüne, sırtına/göğsüne vurmayınız, çünkü yüzünde haysiyet ve onuru, sırtında/göğsünde ise imanı vardır.” buyrulmaktadır. Aslında dinimiz insana da, hayvana da, bitkiye de zararı yasaklamış, ama yinede bu iki uzva vurulmaması gerektiğini de özellikle ikaz edip uyarıyor.
"Peygamber Efendimiz 'Çoçuğu sevmeyen, Allah'ı sevmez' demiş.
"Kim ağlayan çocuğunu susturuncaya kadar gönüllerse, Cenab-ı Hak ona Cennette memnun olacağı kadar nimet verir." Öyle ki, bazen ağlayan bir çocuk sesi duysa namazını bile kısaltır, annenin çocukla meşgul olmasına imkân verirdi.
Çünkü İslâm'a göre himayeye muhtaç çocuklara bakmak, onları beslemek, büyütmek büyük sevaptır ve bir insanlık ödevidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), işaret ve orta parmağını göstererek “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız.” (Buhârî, Edeb, 24 [6005]; Müslim, Zühd, 42 [2983]) buyurmuştur.
Büyük-küçük çocuklarımıza sevgi ve şefkat göstermek, sevip öpmek sünnettir. Resulullah efendimiz, evine gelen küçük çocukları sevip başlarını okşar, evin içinde oynamalarına da izin verirdi.
Ona dokunduğunuzda, sarıldığınızda, baktığınızda ya da onunla konuştuğunuzda cıvıldama şeklinde sesler çıkarır. Yüzünüze ilgiyle ve çok dikkatli şekilde bakar.
Eski müfessirlerin ifadesi olan "cennette çoğalma olmayacağı için çocuk da olmayacak" fikrini Üstad Hazretleri kabul etmeyip, cennette de çocuk sevgisinin ve lezzetinin bulunacağını ve bununda bu suretle temin edileceğine işaret ediyor.
Ya hiç olmamalı veya bir tane olmalı. Yahut iki tane olmalı. Daha fazlası tavsiye edilmiyor. Eskiden ise, (Ben ümmetimin çokluğu ile iftihar ederim) buyurarak çok çocuk yapılmasını tavsiye ediyordu.
Cevap: Evet, İslam da çocuğu terbiye etmek için dövmek caizdir. Ama yüze vurmak haramdır! Dövmekten kasıt ise, hafifçe kaba yerlerine vurmaktır!
Eşi, sevgilisi, ilk aşkı olan Hz. Hatice'nin hayatı. Çok güçtü tabii. Çünkü son peygamber, bir insanın gelebileceği en kâmil manada son örnek ve Allah'ın 'sevgilim' diye hitap ettiği bir suret.
Doğrulanmış Cevap. Peygamberimiz çocukluğundan beri hep çok iyi kalpli, yumuşak huylu, insanların kalbini kırmayı sevmeyen, adaletli, hoşgörülü, yardımsever, alçakgönüllü ... bir insandı. Peygamberimiz çocukluk yıllarında da tüm Arap toplumu putlara taparken tapmamıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) sevinince toprağa, üzülünce göğe bakarmış. Yerde tevâzu gökte ferahlık vardır çünkü.
Enseye tokat atmak ya da doğrudan omurilik soğanına zarar verecek bir müdahale uygulamak omurilik soğanında daralmaya neden olarak komaya sokabilir ya da beyin fonksiyonlarını kısıtlayabilir. Bunun yanında omurilik felci riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Peygamber (a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Biriniz kardeşiyle kavga ederse, yüzüne vurmaktan sakınsın.” (Mecmau'z-Zevaid, 8/106). Aslında her canlının en şerefli yeri yüzüdür. Bu sebepledir ki, yalnız insanların değil, hayvanların yüzüne vurmayı yasaklayan rivayetler de vardır.
Gündelik yaşantı içerisinde yaptığımız tesbihler, okuduğumuz salavat-ı şerifeler, Efendimiz (SAV)'e karşı kurduğumuz sevgi ve saygı sözcükleri çocuğu direkt olarak etkileyecektir. Dini gelişimlerine katkı sağlamak ve çocukta Peygamber sevgisini arttıracak bazı etkinlikler düzenlenebilir.
Yetiştirilmesi tavsiye buyurulan kız çocukları insanın kendi çocuğu olabileceği gibi, kız kardeşleri, sonradan evlendiği eşinin çocukları, hatta başkalarının himâyeye muhtaç çocukları olabilir. Bu konuda yakınlık veya uzaklık önemli değildir.
Kur'an-ı Kerimde:“Allah dilediğine kız dilediğine erkek çocuk bahşeder. Kimine hem erkek hem kız çocuğu verirdilediğini de kısır bırakır. Her şeyi hakkı ile bilen ve her şeye gücü yeten ancak Allahtır.” buyuruldu.
Peygamber namaz gibi önemli bir ibadet esnasında, bir kız çocuğunu kucağında taşıyarak toplumun bu konudaki algısını müspet yönde değiştirmek ister. Hz. Peygamber, kız çocukları konusunda sünnete uygun davranan babaları ve bakıma muhtaç kız çocuklarını himaye eden ümmetini cennetle müjdelemiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri