Balıklıgöl, 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Derinliği 3-5 metre civarındadır. İçinde efsanelere konu olan sazan türü balıklar bulunmaktadır. Bu balıklara halk tarafından saygı gösterilir ve yenilmez.
Halk arasında içindeki balıkların kutsal olup balıkları yiyenlerin hastalandığı söylenir. Gölde bıyıklı sazan türü bulunmaktadır.
Başka anlatıya göre; Söğütlü Köyü Rus işgali altındayken, Rus komutan bu balıklardan askerlerine yedirir. Fakat bütün asker bir-iki gün içinde telef olup gider. Bir söylentiye göre ise, bu balıkların bir kısmı yeşil sarıklı birer asker olup harbe gitmişlerdir.
İslam haricinde Yahudi ve Hristiyan dinlerinde de Balıklıgöl'ün yeri önemlidir. Efsaneye göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, mucize gerçekleşir ve etraf gül bahçesine dönüşür. Bu mucizenin gerçekleştiği yerin Balıkgöl ve çevresi olduğuna inanılır.
Doğal bir akvaryum ortamı olan Balıklıgöl'ün su kalitesi bazen çevresel etkiler sonucunda bozularak içerisinde yaşayan balıkların sağlığı yönünden zararlı olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak Balıklıgöl'deki balıklarda zaman zaman ölümlere rastlanmaktadır.
İlgili 36 soru bulundu
İbrahim'e düşmanlık besleyen Nemrut, Hz. İbrahim'i küçük bir tepenin üzerine kurduğu mancınıklara (sütunlara) gerdiği halat ile tepenin aşağısında yanan ateşe fırlatır. Hz. İbrahim'in atıldığı yerdeki ateşin göle, ateşte yanan odunlarınsa balıklara dönüştüğüne inanılır.
Peygamberler şehri Şanlıurfa dendiğinde ilk önce akla efsanelere konu olmuş Balıklıgöl gelir. Balıklıgöl'ü bu kadar özel kılan hikaye onun nasıl oluşmuş olduğuyla ilgili. Her mevsim yerli-yabancı milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Balıklı Göl, Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yer olarak anlatılır.
Halk arasında balıkların kutsal olduğuna inanılır ve yiyenlerin hastalandığı söylenir. Gölde bıyıklı sazan balıkları bulunur. Bu tür zehirli olduğundan yenmesi insan sağlığı açısından sakıncalıdır.
Balikligöl balıkları kutsal sayılır ve kimse yakalayıp yemez. Görevliler göl içerisinde ölen balıkları sudan çıkarıp başka bir yerde toprağa gömüyorlarmış. Efsaneye göre bir gün bir Albay bu inanış bir hurafedir demiş ve Balikligöl den bir balık tutturarak yemiş.
Balıklıgöl'de kontrol ve denetimleri sürdürdüklerini belirten İlhan, "Yer altı sularının depremler nedeniyle çok hareketli olmasından kaynaklanan sebeple su çamurlu vaziyette geliyor. Balıklarımız sazan türü olduğu için bu tür duruma daha dayanıklı.
Hazreti İbrahim'in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen tarihi mekanda bulunan Balıklıgöl ve içindeki su havzasının berrak rengi, depremler nedeniyle değişti.
Harran Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, Balıklıgöl'deki balıkların sel sonrası stresten dolayı göl içindeki çeşitli mağaracıklara geçtikleri belirtildi.
Suyu durulmaya başlayan Balıklıgöl'ü bu kez de sel felaketi vurdu. Göl, yeniden çamur rengini aldı. Ekiplerin yürüttüğü çalışmalarla göldeki suyun rengi normale dönmeye, buna bağlı olarak balıklar da yeniden gözükmeye başladı.
Anzele balıklı havuzda da eskiden balıklar vardı ve halk ”kutsal” diye bu balıkları yemezdi. Anzele açıkta akardı ve ikiz kardeşi olan Balıklı Havuzu bir oda şeklinde kapalı bir havuz olarak vatandaşlara hizmet veriyordu.
Her dinden her ülkeden ve her şehirden yılın her mevsiminde bu mağaraya ziyaret vardır. Hz.İbrahim'in doğduğu mağaranın hemen yanında yaşadığı dönemin din âlimi olan Beddiüzaman Said Nursi'nin vefat ettikten sonra ilk defnedildiği mezarı da bulunmaktadır.
Balıklıgöl'deki balıklar kutsal kabul edilerek yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, yemlerle balıkları beslediği gölde dileklerinin kabul olması için dualar ediyor. Kentle bütünleşen Balıklıgöl'de 5 bin civarındaki bulunan balıkların son 2 yıldır ölüm kayıtları alınıyor.
Şurada Paylaş! Öte yandan Balıklıgöl Çevre Koruma Vakfı Müdürü Siracettin İlhan, göl içindeki balıkların telef olduğuna yönelik bir bulgunun olmadığını belirtti. Şurada Paylaş! İlhan, "Balıklıgöldeki balıklar sazan türü olduğu için dipte yüzüyorlar, su taşkınında da gölün dışında bir balık görmedik.
Şanlıurfa'nın en turistik yerlerinden biri olan Balıklıgöl, hem tarihi hem de doğal bir güzellik.
Dil tamamen tüketildikten sonra bit, kendi vücudunu tamamen balığın ağzına yerleştirir ve balık, paraziti bir dilmiş gibi kullanmaya başlar, çünkü buna mecburdur; artık dili yoktur.
MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir.
Deprem sonrası çamur rengini alan Balıklıgöl'deki bulanıklık devam ediyor. Bulanık suyun Balıklıgöl'ü besleyen su damarlarında çökme yaşanması sonucu oluştuğu tahmin ediliyor.
Taş BalığıDünyanın en zehirli beş hayvanı arasında bulunan Taş balığı, okyanusların ise en zehirli balığı.. Taş balığının panzehiri yok. Bulunduğu ortama kamufle oluyor ve çok dikkatli bakıldığında görülüyor. Bazen 48 saat hareket etmeden avını bekleyebiliyor.
Allah tarafından ateşe: “Ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol” (Enbiya Suresi, ayet: 69) emri verilir. Rivayete göre; ateş su, odunlar ise balık olur. Hz. İbrahim'in salimen düştüğü yerde bu göl oluşur ve etrafı ise gül bahçesine dönüşür.
Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir.
Şanlıurfa'nın simgesi olan Balıklıgöl de depremden etkilendi. Depremin ardından çamur rengini alan gölde, vatandaşlar kaybolan balıklar için yem attı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Şanlıurfa'da, kentin simgesi olan tarihi Balıklıgöl suyu çamur rengine büründü.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri