Balikligöl balıkları kutsal sayılır ve kimse yakalayıp yemez. Görevliler göl içerisinde ölen balıkları sudan çıkarıp başka bir yerde toprağa gömüyorlarmış. Efsaneye göre bir gün bir Albay bu inanış bir hurafedir demiş ve Balikligöl den bir balık tutturarak yemiş. Sonrasında felç olmuş.
Günümüzde birçok İslam araştırmacısı Balıklıgöl'e ait İslam mitolojisinin hurafe ve uyduma olup havuzların antik pagan tapınaklarına ait olduğunu kesin bir dille kabul etmiştir. Halk arasında içindeki balıkların kutsal olup balıkları yiyenlerin hastalandığı söylenir. Gölde bıyıklı sazan türü bulunmaktadır.
Kızartmaya çalıştıkları balıklar sırtları kızarık şekilde gölde yüzmektedirler. O günden sonra bu balıklar kutsal sayılır ve hiç kimse bu gölden balık tutmaz. Göldeki balıkların her birinin muhtelif yerleri yanık gibidir. Bunun tavadaki kızarıklıktan ileri geldiği söylenir.
Eski bir rivayete göre de Anadolu toprakları tümü işgal durumuna düşerse bu kutsal balıklar melek asker olup kurtuluş savaşlarına katılacak denilir. Kutsal balıklara da asker balık denir. Bugün her iki gölün karşısındaki tepenin üzerinde iki sütun hala ayaktadır.
Rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, bir mucize gerçekleşir ve etraf güllük gülistanlık olur. Bu mucizenin gerçekleştiği mekânın Balıklıgöl ve çevresi olduğuna inanılır. Dini bayramlar da ile Mevlit ve Kandil gecelerinde en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşır.
İlgili 27 soru bulundu
Efsaneye göre Hz. İbrahim tam devasa ateşin içine düşeceği anda ateş suya, içindeki odunlar da balığa dönüşür. Şanlıurfa'da Balıklıgöl'e gidenler, gölün içinde yüzen balıkların sırtlarında siyah lekeler olduğunu fark edeceklerdir. Efsane, bu lekeleri içinden çıktıkları o devasa ateşin izleri olarak açıklar.
Peygamberler şehri Şanlıurfa dendiğinde ilk önce akla efsanelere konu olmuş Balıklıgöl gelir. Balıklıgöl'ü bu kadar özel kılan hikaye onun nasıl oluşmuş olduğuyla ilgili. Her mevsim yerli-yabancı milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Balıklı Göl, Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yer olarak anlatılır.
Balıklıgöl'de kontrol ve denetimleri sürdürdüklerini belirten İlhan, "Yer altı sularının depremler nedeniyle çok hareketli olmasından kaynaklanan sebeple su çamurlu vaziyette geliyor. Balıklarımız sazan türü olduğu için bu tür duruma daha dayanıklı.
Halk arasında balıkların kutsal olduğuna inanılır ve yiyenlerin hastalandığı söylenir. Gölde bıyıklı sazan balıkları bulunur. Bu tür zehirli olduğundan yenmesi insan sağlığı açısından sakıncalıdır.
Bulanık suyun Balıklıgöl'ü besleyen su damarlarında çökme yaşanması sonucu oluştuğu tahmin ediliyor.
Balikligöl balıkları kutsal sayılır ve kimse yakalayıp yemez. Görevliler göl içerisinde ölen balıkları sudan çıkarıp başka bir yerde toprağa gömüyorlarmış. Efsaneye göre bir gün bir Albay bu inanış bir hurafedir demiş ve Balikligöl den bir balık tutturarak yemiş.
Afyonkarahisar'ın Çay ilçesindeki eşsiz manzarasıyla dikkati çeken "Balıklı Göl" güzelliğiyle yöre halkının ilgi odağı oldu. İlçeye bağlı İnli köyündeki Selevir Barajı'ndan getirilen sular ile 2002'de oluşturulan 5 bin metrekarelik yapay göle, 30 bin aynalı sazan bırakıldı.
Balıklıgöl'deki balıklar kutsal kabul edilerek yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, yemlerle balıkları beslediği gölde dileklerinin kabul olması için dualar ediyor. Kentle bütünleşen Balıklıgöl'de 5 bin civarındaki bulunan balıkların son 2 yıldır ölüm kayıtları alınıyor.
İbrahim A.S. Makamı
BALIKLIGÖL NE ZAMAN YAPILDI? Tarihsel ve bilimsel verilere göre Balıklıgöl havuzları, yarı kadın yarı balık olan tanrıça Atargatis için yapılmış birer antik pagan tapınaklarıdır. MÖ 1000-300 yılları arasında net olmayan bir tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir.
Şanlıurfa'nın simgesi olan Balıklıgöl de depremden etkilendi. Depremin ardından çamur rengini alan gölde, vatandaşlar kaybolan balıklar için yem attı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Şanlıurfa'da, kentin simgesi olan tarihi Balıklıgöl suyu çamur rengine büründü.
Dr. Bat, "Balıklar metalleri vücut yüzeyinden, solungaçlardan, su içerek veya besin alımı sırasında yutarak sindirim yoluyla alabiliyor. Özellikle kadmiyum, civa, kurşun ve kromu aktif doku ve organlarında biriktirebiliyor.
Taş BalığıDünyanın en zehirli beş hayvanı arasında bulunan Taş balığı, okyanusların ise en zehirli balığı.. Taş balığının panzehiri yok. Bulunduğu ortama kamufle oluyor ve çok dikkatli bakıldığında görülüyor. Bazen 48 saat hareket etmeden avını bekleyebiliyor.
Balon balığının zehri, siyanürden daha güçlü
Yapılan bilimsel araştırma ve uzman görüşlerine göre, insan sağlığı için en tehlikeli tür balon balığı. Tüketilmesi sonucu ölümcül sonuçlar doğuran balon balığı, "tetrodotoksin" (TTX) isimli bir zehir taşıyor ve bir panzehri de bulunmuyor.
ŞANLIURFA Şanlıurfa'nın simgesi olan ve dünyanın tek doğal akvaryumu olarak bilinen tarihi Balıklıgöl de depremden etkilendi. Depremin ardından çamur rengini alan göl suyu, bir ay sonra berrak ve mavi görünümüne tekrar kavuştu.
Tarihi Balıklıgöl platosu içerisinde yer alan Rızvaniye ve Dergah Cami minaresi ve revaklarında yıkılmalar olduğu görüldü. Depremin ardından Şanlıurfa'da 170 kişi hayatını kaybederken, 2 bin civarında vatandaş ise yaralandı.
İki ilçenin sınırları içerisinde kalan Balık Gölü'nün denizden yüksekliği 2 bin 241 metre olup, Türkiye'nin en yüksek rakımlı göllerinden biridir. En derin yeri 37 metredir ve bir lav seti gölüdür. Göl, içme suyu ve kullanma suyu koruma sahası statüsünde olup yakınındaki yerleşim birimleri için içme suyu sağlamaktadır.
Allah tarafından ateşe: “Ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol” (Enbiya Suresi, ayet: 69) emri verilir. Rivayete göre; ateş su, odunlar ise balık olur. Hz. İbrahim'in salimen düştüğü yerde bu göl oluşur ve etrafı ise gül bahçesine dönüşür.
Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, nörolojik ( Nevralji, Nevrit, Felç ) ortopedik ve travmatolojik sekellerde (kırıklarda, eklem travması ve kas hastalıkları) Jinekolojik sorunlarda, deri hastalıklarında, böbrek taşlarında (içme ile) ve psikosomatik bozukluklarda yaralı olduğu rapor edilmiştir.
İbrâhim'in ve ailesinin Urfa, Harran, Suruç ve eskiden Harran'a bağlı olan 'Aynu'l-'Arûs arasında son derece yakın bir ilişkisi vardır. Babası, amcaları ve dayıları bu bölgede yaşamıştır. Hz. İbrâhim'in doğumu, ateşe atılması ve ilk evliliği buralarda olmuş, hicreti de bu bölgeden başlamıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri