Sorunlu baba-oğul ilişkisi, modern insanın kendine yabancılaşması, tutunamama kavramı ve yaşamı sorgulamaları ana karakter Bay C üzerinden anlatılan bu roman, anlatımda kullanılan bilinç akışı tekniğiyle de edebiyatımızın öncü eserlerinden biridir.
Aylak Adam kitabının ana fikri ise toplumda yer alan ve dayatılan normlar hiçbir zaman kabul edilmeyecektir. Bundan dolayı toplumsal normlara kimse uymak zorunda değildir.
Modernist anlayışın biçim ve anlatım olanaklarını, ağırlıklı olarak Aylak Adam, Anayurt Oteli'ndeki başkarakterler C. ve Zebercet etrafında şekillendiren Atılgan, salt modernist romanın değil aynı zamanda insanı birey olarak tanımlayıp merkeze almak ve söylemi tüm yönleriyle onun üzerine kurmakla da Türk edebiyatının ...
Aylak Adam'da Anlatım Teknikleri
Yusuf Atılgan Aylak Adam‟da, özellikle bilinç akışı, iç monolog, diyalog, geriye dönüş, günlük, mektup ve leitmotif tekniğini kullanır. Bu şekilde birçok anlatım tekniğinin yazar tarafından serbestçe kullanıldığı romanlar, postmodern edebiyatın söylem çoğulluğunu bize hatırlatır.
Bu çalışmada, Yusuf Atılgan'ın üzerine en fazla düşünülen ve hakkında analizler yazılan romanı Aylak Adam varoluşçu bir bakış açısıyla ele alınacaktır.
İlgili 25 soru bulundu
Kemal'in evleneceği haberini aldıktan sonra, C. onun evinden ayrılır. Roman, C.'nin bir kez daha B.'yi görmesi ile sona erer. Eserin başından beri, “gerçek sevgiyi” arayan C., aradığı kişinin “o” olduğunu düşündüğünden B.'nin bindiği otobüsün peşinden koşmaya çalışır.
Makale boyunca modernist edebiyatın bir yaratısı olan aylak adam tipinin varoluşsal özellikleri felsefi bakımdan belirlenip değerlendirilir. Anahtar Kelimeler: Aylak adam, Avarelik, Modernizm, Kayıtsızlık, Ayrılık, Aşk, Arayış, Varoluş Felsefesi.
Aylak Adam'da Anlatım Teknikleri
Yusuf Atılgan Aylak Adam‟da, özellikle bilinç akışı, iç monolog, diyalog, geriye dönüş, günlük, mektup ve leitmotif tekniğini kullanır. Bu şekilde birçok anlatım tekniğinin yazar tarafından serbestçe kullanıldığı romanlar, postmodern edebiyatın söylem çoğulluğunu bize hatırlatır.
Roman, sık sık tekrarlanan semt adlarından rahatlıkla anlaşılabileceği gibi İstanbul'da, 1950'li yıllarda geçer. Romanın ana karakteri C.'nin evi, uğradığı meyhaneler ve yazın gittiği yerler açıkça belirtilir ve bunlar romanın gidişatı içinde yer tutar.
Roman, 60'lı yılların başında bizimle birlikte tüm dünyada da konuşulmaya başlanan kentli aylak aydın bireyi konu alıyordu. Bugün artık çağdaş klasiklerimiz arasında yer alan Aylak Adam'ın dikkat çektiği entelektüel sorunlar güncelliğini koruyor.
İsmini bile bilmediğimiz ve kitapta 'C. ' olarak bahsedilen “aylak adam” 28 yaşında işi gücü olmayan bir adamdır. Günlerini İstanbul'un sokaklarında dolanarak, içki içerek veya kitap okuyarak geçiren karakterimiz babasından kalan miras sayesinde kendisinin deyimiyle oldukça paralıdır.
C. karakteri, Yusuf Atılgan'ın ünlü eseri Aylak Adam'ın merkezinde yer alan bir kahramandır. Küçük yaşta annesini kaybeden C., teyzesi tarafından büyütülür ve annesinin sevgisini arar.
Yusuf Atılgan, Aylak Adam'da “C.” isimli (belki de isimsiz) karakterin yaşamından bir yıllık kesit sunar bizlere. Romanı dört ana bölüme ayıran Atılgan, bu bölümlere de mevsim isimlerini verir: “Kış, İlkyaz, Yaz, Güz.” Roman, teknik olarak sunduğu yenilikle de adından söz ettirir.
Yusuf Atılgan (27 Haziran 1921, Manisa - 9 Ekim 1989, İstanbul), Türk yazar ve öğretmen. Türk edebiyatının ve Türk romanının modernist bir düzleme geçtiği 1950-1980 yılları arasında yazdı. Bu dönemin ilk modernist Türk yazarlarından birisiydi.
Büyüközelci (2011, s. 123) araştırmasında Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam, Anayurt Oteli, Canistan isimli eserlerini kişiler arasındaki ilişkiler yönünden ele alır. Ona göre eserlerdeki ana karakterlerin yaşamlarını şekillendiren önemli bir etken de çocukluk dönemidir.
Postmodernizm, belirli bir durum içinde ve olumlu ya da olumsuz anlamda modernizmden farklılaşan, tüm siyasal ve maddi/toplumsal değişimleri, öte yandan düşünsel ve kuramsal ürünleri ve kültürel pratikleri kapsayan bir formülasyondur.
L'etranger 1942, Aylak Adam 1959 tarihli romanlar; yani tam olarak metropolleşmenin büyük bir ivmeyle arttığı yıllar.
Postmodern, herhangi bir konuda birden fazla gerçekliğin olabileceğini ve göreceliliği savunan bir görüştür. Postmodern kavramı; edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, sinema, sosyoloji, mimarlık gibi birçok alanda ortaya çıkmıştır.
Postmodernizm olarak bilinen bu düşünsel akım, kendini insan zihnini kısıtlayan bir teori olarak sunmaktan kaçınmakta ve her oluşumun merkezinde parçalanmışlık, belirsizlik, farklılık ve subjektifliğin olması gerektiğini savunmaktadır.
Postmodernizmin insanı, olayları kendine göre yorumlar. Ortak bir değer ve belirleyici söz konusu değildir. Böyle olunca da, “tek ölçüt” diye bir şeyin varlığı yadsınmış olur. İnsanı tek başına ve bir değer olarak gören postmodernizm, öznellik temelinde değerler göreceliğini savunur.
Hikâyeciliğimizin bu dönemdeki en farklı görünümü ise postmodern eserlerde görülür. Yerleşik bütün anlayışı reddeden postmodernizm, bu dönemin en dikkat çeken yeniliğidir. Modern bireyin zaman darlığına uygun olarak geliştirilen küçürek öykü, hikâye türünün en yoğun, en net çığlığı olarak bu dönemde filizlenir.
Aylak Adam, Türk yazar Yusuf Atılgan'ın 1959'da yayımlanan ilk romanıdır.
Aylaklığı da, olmayanın peşinde olmak diye tanımlar.
1950 kuşağı yazarlarından biri olan Yusuf Atılgan, öykülerinde İkinci Dünya Savaşı'nın doğurduğu karamsarlığı; aynı dönemde yaygınlaşan varoluşçuluk akımının etkisiyle ortaya çıkan intiharı, saçmalığı, yabancılaşmayı ve isyan gibi izlekleri özgünlükten ödün vermeden işlemiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri