1- deyimler kavram ve durum bildirirler; atasözleri ise bir yargı ifade ederler. 2- deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur. bu yüzden genel kural oluşturmazlar. atasözleri ise kesin bir yargı bildirirler. 3-atasözleri genelde cümle şeklindedir ama deyimler genellikle fiille birlikte mastar oluşturur.
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
Atasözleri, az sözcükle çok şey anlatan özlü sözlerdir. Anlattıkları denenmiş, doğruluğuna inanılmış düstur (genel kural, kaide) niteliğindedirler. Deyimler ise, kalıplaşmış anlatım araçlarıdır.
Bir kavramı, olayı ya da durumu daha etkileyici bir şekilde anlatmak adına minimum iki kelimenin bir araya gelmesi ile beraber oluşan ve çoğu kez gerçek manadan uzaklaşarak, kendine has anlam kazanan sözcük gruplarına deyim denmektedir.
Deyim, bir kavramı belirtmek için bulunmuş özel bir anlatım kalıbıdır; düstur niteliğinde bir söz değildir. Deyimi atasözünden ayıran en önemli vasıf budur.
İlgili 22 soru bulundu
Atasözü [1]Yapılacak bir işi hemen yapmayıp geciktiren kişi zarar eder. Örneğin bir şeyden birçok kimse yararlanacaksa daha önce davrananlar seçer, seçer alırlar; geriye döküntüleri kalır.
Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak. Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak. Ağzından çıkanı kulağı işitmemek: Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
Bu sınıflandırma için terminoloji oluşturulup söz konusu öbekler deyimlik yapı olarak adlandırılmıştır. En az iki kelimeden oluşması, kalıplaşma içerisine girmesi ve anlamsal değişime uğraması deyimlik yapıların ortak özelliği olarak belirlenmiştir.
- Kalıplaşmış cümle topluluğudur. - Genel olarak mastar halinde oldukları için fiil çekimine girerler. - Kısa ve özlü sözler taşırlar. - Oluşması için en azından iki kelimeye ihtiyaç vardır.
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere atasözü denir. Türkçe'de "sav" ve "irsal-i mesel" olarak da adlanılır. Atasözü Örnekleri: -Acıkan yanağından,susayan dudağından belli olur.
yeter artık! (deyim) enough is enough!
Deyim. [1] bir sözü yerinde konuşan kişilere söylenir.
Kısaca deyim açıklaması hakkında bilinmesi gerekenler. Etekleri zil çalmak deyimi Türk Dil Kurumu'na göre 'Çok sevinmek, işleri yolunda olmak' şeklinde tabir edilmektedir.
Bu atasözlerinden birisi ise Mum dibine ışık vermez atasözüdür. Mum dibine ışık vermez atasözünün anlamı aşağıda belirtilmiştir. - Konumu ve yapısı gereği ışık saçan mum, kendi dibini aydınlatamaz. Güçlü kişiler de uzaktaki kişileri çokça kollayıp yardım ettikleri kadar kendi yakınlarına yarar sağlayamazlar.
Armut piş ağzıma düş atasözünün anlamı, herhangi bir şeyin emek verilmeden, kolayca elde edilmesi anlamına gelmektedir. Bu atasözü özellikle tembel tembel dolaşan ve aylaklık eden insanlar için kullanılmaktadır.
İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.
Deyim: En az iki kelimeden meydana gelen genelde bu iki kelimeden birinin yada ikisinin mecaz anlamlı olduğu, kavramları karşılayan kelime guruplarıdır. Deyimlerin özellikleri: a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir.
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin tümü ya da bazıları değiştirilip yerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler konulamaz veya söz dizimleri değiştirilemez. Örneğin; kabak tadı vermek yerine kabak kokusu vermek denemeyeceği gibi, ağır başlı yerine de başı ağır kullanılmaz.
En kısa atasözleri bir elin nesi var iki elin sesi var, besle kargayı oysun gözünü, hatasız kul olmaz gibi atasözleridir.
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır.
Bağrına basmak, bir kişiyi kabullenmek, olduğu gibi sevmek ve korumak gibi anlamlara gelen bir deyimimizdir. Bağrına basmak deyimi, kucaklamaktan gelmiştir. Kucaklamak, kucak açmak aynı zamanda kişiyi bağrına basmak ile aynı anlamı taşımaktadır.
Deyim. [1] Hiçbir işle uğraşmamak.
Dil dökmek genellikle mecazi olarak kullanılan bir deyimdir. Dil dökmek deyimi ikna etmek için çeşitli cümleleri süsleyerek kullanmak şeklinde ifade ediliyor.
Düşenin Dostu Olmaz Atasözünün TDK Anlamı Ne Demek? Cevap: varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri