Ashabül feraiz10; miras payları Kur'an, sünnet ve icma ile belirlenmiş kimselerdir. Karı, koca, anne, baba, dede, nine, kız, oğlun kızı, ana baba bir (AB) kız kardeş, baba bir (B) kız kardeş, ana bir (A) erkek ve kız kardeş bu sınıfın üyeleridir.
İslâm miras hukukunda belirli pay sahibi mirasçılar için kullanılan terim. İslâm hukukunda miras bırakana doğrudan veya erkek vasıtasıyla bağlı bulunan mirasçılar için kullanılan fıkıh terimi.
Öncelikle ashab-ı ferâiz denilen mirasçılara belirlenen hisseleri kadar pay verilmekte sonra kalan mi- ras asabe denilen mirasçılara dağıtılmaktadır.
FERÂİZ. 1. Farîzalar, farz olan şeyler: “Ferâiz-i dîniyye.” 2. (İlm-i ferâiz'den kısaltma yoluyle) İslâm hukūkunda mîrastan ve mîrâsın vârislere intikal ve taksîminden bahseden ilim [Bu anlamda tekil gibi kullanılır].
Ferâiz ilmi, din bilgisinin yarısı demekdir. Ümmetimin en önce unutacağı, bırakacağı şey, bu ilm olacakdır) buyuruldu. Meyyitin bırakdığı maldan ve mülkden, sıra ile, yıkama, kefenleme, defn masrafları ve sonra kul borcları ayrılıp verilir. Geriye kalan mal, mülk, piyasaya göre değerlendirilip, üçe bölünür.
İlgili 23 soru bulundu
İslam miras hukuku (feraiz), kişilerin öldükten sonra geriye bıraktıkları malların (tereke) paylaştırılmasını düzenleyen kurallar bütünüdür. Feraizin omurgası bizzat Kur'an ve sünnet ile oluşturulmuş, geri kalan detaylar ise icma ve içtihat tarafından tamamlanmıştır.
Geriye dönük miras davası açmak mümkündür. Çünkü miras davalarında zamanaşımı bulunmamaktadır. Dava süreci miras avukatının yazdığı dilekçeyle başlamaktadır. Dilekçe içerisinde yer alan deliller, miras payının en iyi şekilde yapılmasını sağlamaktadır.
Arap literatüründe kabilelerin soyunu inceleyen ilim dalı için kullanılan bir terim.
Farz kelimesinin çoğuludur. Mirasın varislere tayin olunan hisseleri anlamına gelir.
Ferâiz nâmeler de miras hukuku hakkında yazılmış eserlerin genel adıdır. Ölen kimsenin geride bıraktığı mal ve hakların, mirasçılar arasında belirli kurallar çerçevesinde pay edilmesine dair geniş bilgi veren bu eserler, insanoğlunun sosyal ve ekonomik hayatını düzenlemesinde yol gösterici olması bakımından önem taşır.
Çocuğu Olmayan Kadın Ölürse Mirası Kime Kalır? Çocuğu olmaksızın ölen kadının mirası eşine ve/veya anne-babası ile kardeşlerine kalacaktır. Bekar olarak ölen kadının eşi olmayacağı için mirası anne ve babası ile kardeşleri alacaktır.
Eşi ölen kadının çocuğu yoksa, ama ana babası ve kardeşleri varsa, sağ kalan eş mirasın yarısını alır. Kocanın nene dedesi ve amca, dayı, hala, teyzesi varsa, sağ kalan karısı mirasın 4'te 3'ünü alır. Bu akrabaların hiçbiri hayatta değilse, eşi ölen kadın mirasın tamamını alır.
Ölen kişinin kardeşlerinin, annesinin ve babasının da hayatta olmaması durumunda miras yeğenlere kalır. Ölen kişinin hayatta hiçbir akrabasının bulunmaması durumunda ise miras devlet hazinesine aktarılır.
Medeni Kanun kapsamında yer alan esaslara göre, miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyu olmaktadır. Çocuklar eşit olarak mirasçı oluyor. Dededen toruna doğrudan miras kalmıyor, ancak dedenin kendi altsoyunun kendisinden önce vefat etmesi halinde çocuğunun hakkı torunlara geçiyor.
Annem Öldü Babam Evlendi Miras Ne Olur? Anneniz öldükten sonra kendisine ait olan miras paylaşılır. Eğer anneniz adına kayıtlı bulunan taşınmaz varsa ölümüyle birlikte mirasçılarına geçer. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise miras paylaşımından önce eşler arasında mal rejimi tasfiyesinin yapılması gerekliliğidir.
Miras bırakanın çocukları arasındaki mal paylaşımı cinsiyet ve yaş ayrımı olmaksızın eşit kılındı. Kız çocukları mirastan eşit oranda pay alma hakkına sahip oldu.
Kural olarak eşlerden biri vefat ettiğinde sağ kalan eş, diğer eşin yasal mirasçısı olacaktır. Aynı şekilde, evlilik birliği içerisinde açılmış olan bir boşanma davası henüz kesinleşmeden bir eşin vefat etmesi durumunda da diğer eş mirasçı olarak kabul edilir.
Çocuğu olmayan kişinin anne ve babası ile nene dedesi sağ değilse mirasın yarısı sağ kalan eşe diğer yarısı da kardeşlere ( ölen kardeş varsa onun çocuklarına yani yeğenlere ) kalır.
3. Derece(Zümre) Mirasçılar Kimlerdir? Miras bırakanın 3. Derece mirasçıları büyük ana ve büyük babasıdır. Miras bırakanın, alt soyunun, ana ve babasının alt soy bırakmaksızın miras bırakandan önce ölmeleri halinde, mirasçılar, büyük ana ve büyük baba olacaktır.
Hanefiler mütekavvim kavramını ise “şer'an kendisinden yararlanılması mubah olan şey” olarak tanımlarlar. Buna göre Hanefî mezhebine göre hak ve menfaatlerin -maddi bir varlığa sahip olmadıkları için- mal sayılmamaları ve akitlere konu edilememeleri icap etmektedir.
Ashâb-ı furûz, terekedeki payları nas ile belirlenen kişiler iken asabe; alacağı pay nas yoluyla belirtilmeyen, belli pay sahiplerinden kalanı alan veya hiç almayan ve kendi içinde birkaç gruba ayrılan mirasçılardır.
Âkile sözcüğü, diyet ödemek anlamına gelen "akl" mastarından ismi fâil olup diyeti ödemeyi üstlenen kimse veya kimseler demektir.
Miras sebebiyle istihkak davası: Davacının kendisinin mirasçı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iyi niyetli davalılara karşı 1 yıl, iyi niyetli olmayan davalılara karşı ise 20 yıllık ve her halde miras bırakanın ölümü veya vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Miras Hakkı Kaç Yıl Geçerli? Miras hakkı, murisin vefatıyla birlikte mirasçıların sahip olduğu mutlak bir haktır. Mutlak haklar içinse herhangi bir geçerlilik süresi söz konusu değildir. Bu bakımdan, miras hakkının tabi olduğu bir geçerlilik süresi düzenlenmemiştir.
On yıllık süre dava açılmasında üst sınır niteliğindedir. Vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren veya miras sözleşmesinde mirasın geçme tarihinden itibaren 10 yıl geçmesine rağmen iptal davası açılmamışsa dava açma hakkı düşer. Yirmi yıllık süre davalının kötü niyetli olduğu durumlarda geçerlidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri