Hicâbe, Kâbe'nin bakımı, kapı ve anahtarlarının muhafazası ve kapısının belli zamanlarda ziyaretçilere açılması olmak üzere Makâm-ı İbrâhim'in, hediye edilen kıymetli eşya ile iç ve dış örtülerin korunması ve bakımı gibi önemli hizmetleri ifade eder.
1- Hicâbe: Kâbe'nin perdedarlığı ve anahtarlarını taşıma görevidir. 2- Sikâye: Kâbeyi ziyârete gelenlerin suyunu temin etme ve Zemzem kuyusuna bakma görevidir. 3- Rifâde: Kâbeyi ziyâret için Mekke'ye gelenleri ağırlama, barındırma ve muhtaçlara yardımcı olma hizmetidir.
Hac döneminde hacılara yemek dağıtma görevi. Sözlükte “yardım etmek, desteklemek; bağışlamak” anlamlarına gelen rifâde kelimesi, Câhiliye döneminde “hac günlerinde Kâbe'yi ziyaret için gelenlerin yemek ihtiyaçlarının karşılanması” mânasında kullanılmıştır.
Bir devleti, bir askerî birliği, resmî veya gayri resmî bir kuruluşu temsil eden alâmet veya kumaş parçası. Bayrak, bunun temsil ettiği askerî birlik ve idarî bölge için kullanılan bir terim. Bu form aracılığıyla, sadece OSMANLILAR//8-mali-yapi maddesi ile alakalı mesajların iletilmesi rica olunur.
Küp şeklinde olduğu için köşeleri dört ana yönü gösteren Kâbe'nin her bir köşesinin ayrı bir ismi vardır. Doğu köşesine "Haver-i Esved" ya da "Şarkî", kuzey köşesine "Irakî", batı köşesine Şâmî" ve güney köşesine de "Yemânî" denir.
İlgili 36 soru bulundu
Allah ile İsrâiloğulları arasındaki ahdin sembolü olan, on emirin yazılı bulunduğu levhaların muhafaza edildiği sandık. Hz. Mûsâ'nın peygamberi olduğu ilâhî din.
Kabe'nin içinde kimsenin mezarı yoktur.
(Efendimiz SAV'in kabri Medine'dedir.)
Hicâbe kaynaklarda “Kâbe'ye hizmet etmek” anlamındaki sidâne ile (sedâne) birlikte de kullanılmıştır. Sidânenin Kâbe ile ilgili bütün hizmetleri, hicâbenin ise yalnız kapısıyla ilgili hizmetleri ifade ettiği de ileri sürülmektedir.
Arapça kökenli bir kelime olan sefir, elçi anlamına gelir. Sefaret ise elçilik demektir. Osmanlı döneminde elçilerin görev aldıkları ülkelere dair görüş ve izlenimlerine yer verdiği eserlere sefaretname adı verilir.
Sözlükte “reislik, önderlik ve kumandanlık” gibi anlamlara gelen kıyâde kelimesi, Câhiliye devrinde Mekke'de ordu kumandanlığını ve kafile başkanlığını ifade etmek için kullanılmıştır.
Sözlükte “sulamak, su kabı, sulama yeri, suculuk” gibi anlamlara gelen sikāye, terim olarak “Mekkeliler'in ve hac günlerinde Kâbe'yi ziyaret için gelenlerin su ihtiyaçlarının karşılanması görevi” demektir.
b) Ziyaret Tavafı: Ziyaret veya diğer adıyla ifâza tavafı, haccın rüknüdür. “Ve Beyt-i Atîk'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler.” (el-Hac, 22/29) âyetinde kastedilenin, bu tavaf olduğu hususunda fakihler arasında görüş birliği vardır.
Bir devleti temsil etmek üzere başka bir devlet nezdinde görevlendirilen diplomat.
Kabe'nin anahtarını elinde bulunduran Kureyş kabilesinden Abdulaziz El Eşşeybi, 87 yaşında vefat etti. Yapılan devir teslim töreninde Kabe anahtarı kardeşi Abdulkadir Eşşeybi'ye teslim edildi.
Peygamber (a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Kâbe'yi, kısa / cılız bacaklı bir Habeşli yıkar.” (bk. Buharî, Hac, 47,49; Müslim, Fiten, 57-59). Bu yıkım, kıyametin yaklaştığı bir zamanda gerçekleşir.
"Mekke'nin Fethinden önce Mekke'nin anahtarı Osman Bin Talha'dadır. Kendisi Kâbe'nin temizliğini/bakımını yapar. Peygamberimiz (asm) içeri girmek istediğinde Hz. Ali anahtarı ondan alır ve içeri girerler.
Muhammed'in (s.a.v.) dedesi Abdülmuttalip, Kureyş kabilesinin ileri gelenlerindendi. İnsanlar arasında soyluluğu ve iyilikseverliğiyle tanınmıştı. İnsanlara yardım etmeyi severdi. Mekke'ye dışarıdan gelen hacılara su dağıtma görevini üstlenmişti.
Haremeyn halkına yardımlar gönderilmesi ilk olarak Abbasilerin üçüncü Halifesi el-Mehdi (775-785) zamanında başlamıştır. Yine Abbasiler zamanında Halife el-Muktedir (908-932) bu yardımları sürdürüp bunu bir gelenek haline getirmiştir.
Mekke fethedilmeden önce Kabe'nin anahtarını elinde bulunduran, temizlik ve bakımını yapan kişi Osman B. Talha adında bir gayrimüslimdi. Mekke fethedildikten sonra İslam Peygamberi, Kabe'nin anahtarını yine (gayrimüslim olduğuna aldırış etmeden) Osman B. Talha'ya verdi.
Tabiat, huy, karakter anlamında psikoloji ve ahlâk terimi.
Benî Şeybe mensupları Şeybî ve Kusay b. Kilâb'ın oğlu Abdüddâr'a nisbetle Abderî nisbeleriyle anılır. Kabilenin İslâm tarihindeki önemi, Kâbe hizmetlerinden hicâbeyi Şeybe b. Osman'dan itibaren günümüze kadar sürdürmüş olmasıdır.
Hac ve Mekke'nin tarihinin konuşulduğu programda Kâbe'nin içinden görüntülere de yer verildi. Küçükaşçı Kâbe'nin içindeki üç direğin; Hannan(merhametli), Mennan(ihsanı bol), Deyyan, (herkese hakkını veren) anlamlarına geldiğini söyledi.
Kâbe her kumaş ile örtülebiliniyor
İslam'dan evvelki dönemde Arap kabileleri Kâbe'yi örtmeyi bir görev, şeref ve fazilet olarak görüyorlardı. Kâbe'yi örtmek, örtüsünü bağışlamak bazı önde gelen asil ve zengin kabileler için imtiyaz sahibi olduklarının göstergesiydi.
Sözlükte “bir şeyin çevresinde dönmek, dolaşmak” anlamındaki tavâf kelimesi fıkıh terimi olarak usulüne uygun şekilde Kâbe'nin etrafında dönmeyi ifade eder. Kâbe sol tarafa alınarak Hacerülesved hizasından başlanıp aynı noktada tamamlanan her dönüşe “şavt” ve yedi şavta tavaf adı verilir.
Sürekli farklı renkli örtüler ile kaplanan Kabe'nin örtüsü konusunda Abbasiler'in verdiği bir kararla Kisvenin sürekli değiştirilmesine son verilerek siyah renk üzerinde karar kılınmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri