Karın ağrısı ve sindirim güçlüğü antibiyotik kullanımından sonra en sık görülen semptomlar arasındadır. Bu zorluklar arasında ishal, bulantı, kramp ve aşırı gaz yer almaktadır sebebi iyi-kötü bakteri dengesinin bozulması yani disbiyozdur.
Antibiyotik sonrası bağırsak florası nasıl düzelir sorusuna en iyi cevap probiyotik içeren besin tüketimini artırmak ya da probiyotik takviye kullanmak denebilir. Yoğurt, kefir, peynir lahana turşusu, kimchi, kombucha gibi fermente besinleri diyetinize ekleyebilirsiniz.
Antibiyotikler enfeksiyona sebep olan bakterileri ortadan kaldırırlar. Bu sırada bağırsak florasındaki iyi bakterilere de zarar verip hasara neden olabilirler, bu da kişiyi karın ağrısı, ishal ve/veya kabızlık durumlarına karşı savunmasız hale getirebilir.
Deride kaşıntı ve dökülmeler, nefes almada zorlanma, ani tansiyon düşüklüğü, hızlı kalp atışı, bilinç kaybı gibi alerjik belirtiler gözlenebilir. İshal, kabızlık, bulantı, kusma, şişkinlik, hazımsızlık, iştah kaybı ve karın ağrısı gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları antibiyotik zararları arasında yer alır.
Uzun süreli ve yüksek doz antibiyotik kullanımı floramızda ciddi hasarlara sebep olma potansiyeline sahiptir. Antibiyotikleri bünyemizde hastalık oluşturan bakterilere karşı kullanırız. Antibiyotikler patojen bakteriler ile birlikte bizim flora bakterimize de zarar vermektedir.
İlgili 24 soru bulundu
Karın ağrısı ve sindirim güçlüğü antibiyotik kullanımından sonra en sık görülen semptomlar arasındadır. Bu zorluklar arasında ishal, bulantı, kramp ve aşırı gaz yer almaktadır sebebi iyi-kötü bakteri dengesinin bozulması yani disbiyozdur.
Antibiyotiklerin çoğu karaciğer ve böbrek yoluyla vücuttan atılırlar. Bu nedenle karaciğer ve böbrekte tahribat yapabilmektedir. Böbrek ve karaciğer hastalarında, antibiyotik tedavisi gerekiyorsa düşük dozlu veya böbrek-karaciğer atılımı olmayan ilaçlar tercih edilmelidir.
Hafif belirtiler arasında kırmızı, kaşıntılı, pul pul veya şişmiş cilt bulunur. Cildinizde küçük şişliklerle kaplı düz, kırmızı bir alan olabilir. Ayrıca kurdeşen görülebilir. Şiddetli belirtiler arasında kabaran veya soyulan cilt, görme sorunları ve şiddetli şişme veya kaşıntı yer alır.
Bu ilaç vücuda alındıktan sonra 35-40 saat sonra vücuttan atılır.
Bağırsakta ki yararlı bakterilerin solunum esnasında yutulan hava ile beslenmede tüketilen gıdaların fermente edilmesi sonucu, midede ve bağırsaklarda gaz oluşumu gerçekleşir. Oluşan gaz sağlıklı bir şekilde dışarı atılamadığı takdirde birikir ve gaz sancılarına sebebiyet verir.
“Antibiyotiklerin kimyasal moleküller olduğu unutulmamalıdır” hatırlatmasında bulunan uzmanlar, “Fazla antibiyotik kullanımı vücudu tahminimizden çok daha fazla yormaktadır” diyerek, dünyaya yaklaşan korkunç meteor benzetmesi yapıyor.
Lif, bağırsak florasında bulunan dost bakteriler için muhteşem bir besin kaynağıdır. Bu yüzden sebze, meyve, kinoa, kabuklu esmer pirinç gibi yüksek lif içerikli kompleks karbonhidratların tüketimi büyük öneme sahiptir. Et tüketmek genel sağlık için oldukça önemlidir.
Antibiyotik alan hastalarda ortaya çıkan antibiyotikle ilişkili ishal, dengeli bir bağırsak mikrobiyotasının önemini vurgulamaktadır. Sindirim sistemi hastalıklarına ve bağırsak patojenlerine karşı savaşta probiyotik kullanımı, hasarlı mikrobiyumu onarma ve koruma için çok önemli bir araçtır.
Bağırsak florasının bozulduğu bazı belirtiler vardır. Bunlar arasında sık görülen kabızlık ya da ishal, şişkinlik, gaz ve karın ağrısı yer alabilir. Aynı zamanda bağırsak florasında bir dengesizlik olduğunda kişi sindirim güçlükleri yaşayabilir ve vitamin eksiklikleri gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
“Antibiyotik yan etki yaparsa ne yapmalı?” sorusunun yanıtı en kısa sürede doktora yan etkileri bildirmektir. Aynı zamanda ilacın talimatlarına uygun olarak kullanılması ve tam süresince alınması enfeksiyonların etkili bir şekilde tedavi edilmesine yardımcı olur.
Gaz, şişkinlik, bulantı, mide krampları, kabızlık veya ishal, hazımsızlık, ağız kokusu. İnsülin direnci, kan şekeri dengesizliği, kilo artışı, ödem. Ciltte kaşıntı döküntü, alerjik astım, nezle.
Antibiyotik kaç gün kullanılmalı diye merak edenler için çoğu antibiyotiğin 7 ila 14 gün için reçete edildiği belirtilmelidir. Bazı durumlarda daha kısa tedaviler de işe yarayabilir. Ancak tedavi süresi ve kullanılacak antibiyotik türü doktorlar tarafından belirlenir.
Antibiyotikler ateş düşürmez. Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz. Antibiyotiklerin etkisi en erken 72 saatte ortaya çıkabilir, hatta kemik enfeksiyonları gibi uzun süre antibiyotik tedavisi gerektiren hastalıklarda bu süre aylar olarak ifade edilir. Antibiyotikler virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum, antibiyotiğin emilimini azaltabilir. Bu yüzden antibiyotiğin kullanıldığı saatlerde süt ve ürünleri tüketilmemelidir. Yine bir takım antibiyotikler ise meyve suyu, domates, kafein ile birlikte kullanıldığında ilacın midede harabiyetini artırabilir.
Geniş etkili antibiyotikler mecbur kalınmadıkça alınmamalıdır. Direnç gelişmemesi için antibiyotiği alma saatleri her gün aynı olmalıdır. Karaciğer ve böbrek yoluyla vücuttan atılabilen antibiyotikler, bazen bu organlarda tahribata neden olabilmektedir.
Antibiyotik ilaç kullanımı sırasında greyfurt tüketimi antibiyotik ilaçların parçalanmasını ve kalsiyum takviyeleri ilaç emilimini azaltmaktadır. Ayrıca yüksek kafeinli ve şekerli ürünler ilaçla tepkimeye girerek bağırsak sağlığını etkileyebileceği unutulmamalıdır.
Antibiyotiği geç alma durumunda, ilacın etkisi azalır ve. bakteriler çoğalmaya başlar. Bu şekilde antibiyotik. direnci gelişebilir.
Uzun süreli tedavilerde serum kalsiyum konsantrasyonlarının dikkatlice gözlenmesi gereklidir. D vitamini veya türevlerini içeren diğer ilaçlarla birlikte kullanılması zehirlilik (toksisite) olasılığının artması nedeni ile tavsiye edilmez.
DOKTORA DANIŞMADARN ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN
Aksi takdirde tam olarak ortadan kalkmayan mikroplar antibiyotiğe karşı diren kazanır ve bir dahaki kullanımda etki görmezler, üstelik hastalık da tam olarak iyileşmez, en ufak bağışıklık düşüşünde tekrar ortaya çıkar.
Antibiyotik kullanımı sırasında mutlaka vücut için sağlıklı besinler de tüketilmelidir. Özellikle C vitamini olan meyve ve sebzeler bu dönemde vücudun direncini arttırmaya yardımcı olmaktadır. Takviye edici vitaminler de aynı şekilde besinler ile birlikte alınmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri