Ebeveyn kelimesi kısaca anne ve baba olarak bilinir. Aynı zamanda çekirdek aile şeklinde anlatılır ve bir çocuğun annesi ile babasını temsil eder.
Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.
Akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya getirdiği topluluk. Yeni doğan çocuğa veya ihtida eden kimseye İslâmî geleneklere göre isim verme.
Bebekler sıklıkla 7 aydan sonra benzer heceleri söylemeye başlar. Ba baba, de dede veya ma mama gibi. Ama esas olarak anmalı ve anlaşılır ve bilerek söyledikleri kelimelerin çıkması genellikle en erken 9 ay ve sonrasında gerçekleşir.
Kaynata, çiftlerin eşlerinin babalarına verilen isimdir. Kısaca, kayınpederin diğer kullanım şekli kaynatadır. Gelin, kocasının babasından; damat da karısının babasından kaynata diye bahseder. Kaynata kelimesi, zamanla yerini “baba” kelimesine bırakır.
İlgili 33 soru bulundu
Kayınvalide, kaynana, kayınanne, veya hanımanne; bir erkeğe göre karısının, bir kadına göre kocasının yani evli çiftlerin eşlerinin annesi için kullandığı sözcüktür. Karşılıklı olma durumunda anne olarak hitap edilir.
Kayınpeder gelini için baba hükmündedir ama gelin onun yanında babası gibi serbest olamaz davranamaz. Caizdir, denildiğinde doğacak mahzurların önüne geçilmesi günümüz için şibhu mustahildir.
Ama bu, örften ve günümüzde öyle alışıldığından dolayıdır. Öyleyse kayınpedere ve kayınvalideye baba ve anne demenin dinen bir sakıncası olmadığı söylenebilir.
Bebeklerin genel olarak doğumdan sonraki 9 ile 12 ay arasında basit hecelerden oluşan kelimeleri kullanmaya başladıkları bilinir. 12 ile 18 aylık zaman diliminde ise kelimeleri daha doğru telaffuz edebilmeye başlarlar.
Bebeğiniz ilk “baba” veya “anne” kelimelerini altı veya sekiz aylık olunca kullanabilir. İlk doğum günü civarında repertuvarına birkaç kelime daha eklemiş olabilir. Bu ipuçları bebeğinizin konuşmasına yardımcı olur. Bebeğinizle sadece konuşmak ona yeni kelimeler öğretir ve ilk kelimeleri konusunda cesaret verir.
Bu kelimeler ebeveyn, anne, baba ve kelimeleridir. Akraba, hısım, sülale, akran ve konut kelimeleri de eş anlamlı olarak kabul edilmektedir. Hane ve ev de eş anlamlıdır.
Dilimizde bu kelimenin doğru yazılışı “ebeveyn” şeklindedir. Ebeveyn kelimesi, Türkçede "ana baba, iki babalar" anlamına gelir.
Anne-baba tutumları, genel olarak çocuğun yetiştirilmesinde anne ve babanın başvurduğu sözsel ve fiziksel iletişimleri kapsar. Benimsenen bu tutum ve davranışlar, birey psikolojisi üzerinde ciddi etkiler bırakmaktadır.
Çocuklara seslenirken kullanılan en doğru hitap şeklinin isimlerinin kullanılması veya 'kızım, oğlum, çocuğum, yavrum, evladım' gibi söylemler olduğunu aktaran Ayşe Şahin, “Bu hitaplar çocuklar için oldukça uygun ve yeterli. Bazı durumlarda çocuğa 'canım kızım, canım oğlum' denmesinin de bir sakıncası yoktur.
Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır. Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır. Bu yazıda öksüz kelimesi hem annesini hem de babasını kaybetmiş çocuk anlamında kullanılmıştır.
Anne-babanın bakımından bütün çocuklar sorumludur. Ancak öncelikle maddi durumu iyi olan erkek çocukların bakma mecburiyeti vardır. Eğer onlar bakmıyorsa kız çocukları da bakmak zorunda olurlar. Ana-baba yoksul düşer veya yaşlanıp çalışamaz olursa, ilgi ve bakım yükümlülüğü çocuklara aittir.
Bebekler 3-6 ay arası ilk "agu" seslerini çıkartarak konuşmaya adım atarlar. Anne ve baba ne kadar çok bebekleriyle iletişim kurarsa bebeğin aguları da o kadar artacaktır. Çevre ve özellikle annenin sözel uyaranlarının zenginliği, dil gelişimini olumlu yönde etkiler.
En erken 6.ayda, ancak tipik olarak 8-10.aylarda çocuklar kendi isimlerini anlayabilirler. Genellikle 6-9.aylarda babalarda ve dedelerde büyük kıvanç uyandıran ''ba ba, de de'' hecelemelerini anlamsız olarak kullanmaktadırlar. Dokuz aylık bir bebek duyduğu sözcüklere yanıt vermeye başlar.
Ağlama Evresi (0-2 Ay):bu dönemde bebekler bilinçsizce ilerde konuşmanın alt yapısını oluşturacak olan bazı sesleri çıkarırlar. Babıldama Evresi (2-6 Ay): ünlü ve ünsüz harfleri bir araya getirip sıraya koyarak çeşitli sesler çıkarırlar.
Gelin, kayınvalidesi ve kayınpederine bakmakla doğrudan yükümlü değildir. Ancak, kayınvalide ve kayınpederin kendilerine bakacak yakınları bulunmazsa ya da bulunduğu halde bakacak durumda değillerse, doğal ihtiyaçlarını karşılamasında kayınvalidesi ve kayınpederine yardımcı olması da gelinin ahlaki görevidir.
Cevap: Eşin annesi damat için mahremdir. Yani damadın kayın validesini, yüz, eller, boyun ve saçların tesettürleri konularında, diğer mahremleri gibi görmesi ve öyle davranması caizdir.
"Eşlerin kayınpederine bakma yükümlülüğü var mıdır?" konusunda İslam alimleri şunları söylemektedirler. “Bir gelin kendi kocası ve hatta çocuğuna bile bakma zorunluluğu yoktur.
Kayın valide de anne gibidir. Bu bakımdan kayınvalidenin elini öpmek caizdir.
Daha sonra on yaşına kadar sadece ön ve arka uzuvları ve bunların çevresi ile uyluklar avret kabul edilir. Çocukların on yaşından sonra erkek olsun kız olsun, avret yerleri, namazda ve namaz dışında, erginlik çağına ulaşmış kimselerin avret yeri gibi sayılır." [İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtâr, Mısır, (t.y), I/378].
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri