İslam toplumunda Allah'ın isimleri bu 99 isimden ibaret değildir. Bunların dışında Şafi, Kafi, Hannan, Mennan, Hüda, mehterde Hazret-i Yezdan, Yunus Emre şiirlerinde Çalab gibi isimler de Allah' için kullanılırlar.
Nitekim “eş-şâfî” (şifa veren) hadislerde Allah'ın isimleri kapsamında geçmektedir (Buhârî, “Ṭıb”, 38; Ebû Dâvûd, “Ṭıb”, 17; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 4).
Ya Şafi ismi şerifi bir yiyeceğe okunarak yenildiğinde o yiyecek kişiye şifa olmaktadır. İçilen suya okunduğunda şifa olmakta ve hastalıklardan korunmaya vesile olmaktadır. Nasıl Okunur? Şifa duasının okunuşu; Ezhibil-be'se rabben'nasi eşfi ve enteş'şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame.
Arapça kökenli bir sözcük olan Şafi, Şefaat kelimesinden türetilmiştir. Sözlük anlamı şifa veren olan kelime, ihsan ve lütuf sahibi, yardım eden, vesile olan anlamına da gelir. İslam inancına göre hayır da şer de Allah'tandır.
Şifa bekleyen hastalar için şifalar. ihsan eyle.
İlgili 41 soru bulundu
İslam toplumunda Allah'ın isimleri bu 99 isimden ibaret değildir. Bunların dışında Şafi, Kafi, Hannan, Mennan, Hüda, mehterde Hazret-i Yezdan, Yunus Emre şiirlerinde Çalab gibi isimler de Allah' için kullanılırlar.
Müslümanların ibadetlerinde ve işlerinde uyacakları bir yol göstermiştir. Onun kendi usulüne göre şer'i delillerden çıkardığı hükümlere, yani gösterdiği bu yola Şafii Mezhebi denildi. Ehl-i sünnet itikadında olan müslümanlardan, amellerini yani ibadet ve işlerini, bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara Şafii denir.
Şafiî mezhebi (Arapça: المذهب الشافعي) veya Şafiîlik, İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Şâfiîlerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş'ariliktir. İsmini asıl adı Ebû Abdillâh Muhammed b.
Büyük çoğunluk Şafii olsa da Kürtlerin arasında Hanefiler (Elazığ, Urfa, Antep dolaylarında mesela) ve Dersim dolaylarında yaşayan Aleviler de vardır.
Bunlar: Hanefi mezhebi; İmam Ebu Hanife'nin adını taşıyan mezheptir. Şafii mezhebi; İmam Şafii'nin adını taşıyan mezheptir. Maliki mezhebi; İmam-ı Malik'nin adını taşıyan mezheptir.
eş-Şâfî Allah'ın isimlerinden olup “şifa veren” anlamındadır. Hz. İbrahim'in diliyle, “Hastalandığımda O bana şifa verir” ayetiyle (Şuarâ, 26/80) İslam inancında asıl şifa verenin Allah olduğu vurgulanır.
Ya Şafi duasının anlamı ise şu şekildedir: Bu hastalığı gider ey Rabbim! Şifa ver, çünkü şifa verici olan sensin. Senin vereceğinin şifa dışında başka bir şifa yoktur.
Ya Şafi, eş-Şafi Allah (c.c.) 'ın 99 isimlerinden birisidir.
Sözlükte “seçilmiş” mânasına gelen safî kelimesi, fıkıhta ganimet bölüştürülmeden önce Resûl-i Ekrem'in seçim hakkına dayalı olarak aldığı payı belirtmek için kullanılır.
Nitekim Peygamberimiz (sas) sahabeyi “Allah, hiçbir hastalık vermemiş ki onun şifasını da vermemiş olsun.” (Buhârî, Tıb, 1) buyurarak tedavi için teşvik etmiş, kendisi de günün imkânları içinde tedavi olmuştur. Peygamber Efendimiz (sas) bizlere şifayı Allah'ın vereceğini öğretmiştir.
El-Fettah anlamı "iyilik kapılarını açan" olarak tanımlanmaktadır. Allah'ın mutlak adaleti ile kullarını sıkıntılarından kurtardığını anlatmaktadır. Acı çeken kişilere yardım ederek kaldırır. Her derde deva olan bu esma her türlü engeli de kaldırmaktadır.
Dört büyük Sünni mezhebinden biri olan Şafii'nin kurucusu İmam Şafii, vefatının 1199. yılında yad ediliyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, asıl adı Muhammed bin İdris bin Abbas eş-Şafii olan İmam Şafii'nin baba tarafından soyu, Hz. Muhammed'in dördüncü kuşaktan dedesi Abdülmenaf'a dayanıyor.
Domuz, köpek, eşek, katır, kurt, arslan, kaplan, leş yani dine uygun olarak kesilmeyen veya Allahü tealadan başka birisinin ismiyle kesilen hayvan ve kan haramdır. Her türlü alkollü içkiler; esrar, eroin; morfin, kokain içmek ve alım-satımını yapmak haramdır.
Daha önce bahsettiğimiz birkaç Êzîdî köyünün dışında, Kürtler Sünni Müslümandır ve çoğunlukla Şafi mezhebine mensupturlar.
Türkiye'nin Müslüman nüfusunun %60'ı Sünni olarak bilinmektedir. Türkiye'deki Türk ve diğer etnik gruplardan olan Sünnilerin çoğunluğu Hanefilik mezhebine mensuptur. Türkler arasında Şafii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadır.
Kendisine nisbet edilen Şâfi'î mezhebinin kurucusu olan İmam Şâfiî, Kureyş kabilesine mensuptur. İlminin yüksekliğinden dolayı, Hicrî ikinci asrın müceddidliğine layık görülmüştür. Erken yaşta ilim tahsiline başlayan İmam Şâfiî, gençlik yıllarında ilimde zirve isim olmuş ve on beş yaşında fetva vermeye başlamıştır.
Meselâ, Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, dilerse Hanefî mezhebine; Hanefi mezhebine mensup bir kimse de, isterse Şâfiî mezhebine geçebilir. Ancak bir mezhepten diğer mezhebe geçen kimsenin, ibadet ve muamelelerinin kâmil mânâda olabilmesi için, girdiği mezhebin meselelerini bilmesi gerekir.
Okunuşu: Ettehiyyêtü elmübêrakêtü essalevêtü ettayyibêtü lillêhi. Esselêmü aleyke eyyühennebiyyü we rahmetullâhi we berakêtühü. Esselâmu âleynê we alê ibêdillêhissâlihîne. Eşhedü ellê ilâhe illellâhü we eşhedü enne Mühammeder-Rasûlüllâh Not: Buradaki “ê” harfi okunurken e-a arası bir sesle uzatılarak okunur.
Farzından önce dört, sonrada dört olmak üzere toplam sekiz rekat nafile namaz kılınması müstehaptır. Dörder rekât olan bu namazları ikişer rekât olarak kılmak da yeterli olur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri