Yeni doğan bebek bakımı ile ilgili geleneksel uygulamalardan biri bebekleri tuzlamaktır. Bu yöntem ebeveynler tarafından sıklıkla uygulanıyor. Oysa uzmanlar büyüdüğünde teri kokmasın inancıyla yeni doğan bebekleri tuza yatırmanın ölümcül tehlikesi olduğunun altını çiziyor.
Bebeğin kırkı çıktıktan sonra kırk banyosunda ya da ilk banyosunda uygulanan tuzlama işlemindeki asıl amaç, terinin kokmasını önlemek. Doğumun hemen sonrasında tuzlanarak yıkanan bebeğin bir daha asla ter kokmayacağına inanılarak yola çıkılan bu harekette nice zararlı sonuçlar görülebilir.
Öncelikle bebeğin yıkanacağı küvet ılık suyla dolduruluyor ve içerisine 1 yemek kaşığı tuz atılarak karıştırılıyor. Hazırlanan tuzlu su ile bebeğin koltuk altları, poposu, göbeği, bacaklarının iç kısmı, kasıkları ovuluyor. Tuzlu sudan bir miktar da ağzına sürülüyor.
Yenidoğan bebekleri tuzlamak, vücutta su kaybına bağlı (hipernatremi) beyin kanaması sonucunda ölüme sebep olabilir. Bu yüzden bu gelenekten uzak durmalı, mutlaka uygulayacaksanız tuz oranını minimum miktarda tutarak çok dikkatli olmalısınız.
Öyle ki bebeğin vücuduna sürülen bu tuz deri tarafından emilerek vücuda geçiyor ve bebeğin kanında tuz oranının yükselmesine (hipernatremi) sebep oluyor. Bu durum ise bebeğin yaşamını yitirmesine bile neden olabilecek kadar tehlikeli.
İlgili 35 soru bulundu
Bu yöntemlerden biri de bebeklerin tuzlanmasıdır. Bu işlem yörelere göre değişmekle beraber ilk gün ya da daha sonraki günlerde (40. gününde) yapılır. Yöntemi de bölgelere göre farklılık gösterir. Tuzlu su ile yıkama ya da bebeğin tüm vücudunu tuz ile ovma en sık yapılanlardır.
Çocuğunuzdan Islık Benzeri Ses Geliyorsa…
Özellikle çocuklarınız nefes alırken hışıltılı ya da ıslık sesine benzer sesler çıkarıyorlarsa mutlaka bir hekime gitmelisiniz. Hışıltı veya bilimsel adıyla "vizing", akciğerlere bağlanan orta ve küçük soluk borularının daralmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir durum.
Tuzlama sıklıkla “bebeğin kokmaması” amacıyla yapılmaktadır. Bunun yanında Antalya bölgesinde “bebeğin geveze olmaması”, Kıbrıs ve Kazak Türkleri arasında ise “derisinin kalın olması” amacıyla da yapılmaktadır.
Çocuklar için: 2 ila 15 yaş arası çocuklar için bu miktar 5 gramdan daha az olmalıdır. Yaş küçüldükçe miktarda düşürülmelidir. Çocuklar için bu öneri, emzirme veya mama ile beslenme dönemini kapsamaz. Kulanılan tuz iyotlu olmalıdır.
Eskiden kullanılan bir yöntem olan yeni doğan bebeğin banyo suyuna tuz katmayı artık önermiyoruz.
Suyun içine temiz kırk adet taş veya fasulye koyulur. Bunun dışında ise suya altın, gümüş, mevsim çiçekleri, nazar boncuğu, bozuk para konur. Bu malzemelerin hepsi temizlenmiş olmalıdır. Hazırlanan sudan önce bebeğe sonra anneye kırk tas dökülür.
Taş yerine 40 fasulye veya buğday tanesi de kullanılabilir. Aile büyüğü banyo suyunu hazırlar. İçine taş, buğday, altın, gümüş, çeşitli mevsim çiçekleri veya gül yaprakları, nazar boncuğu atar. Suya atılacak tüm malzemelerin dezenfekte edilmesi veya temiz olması gerekir.
Bebekler Ne Zaman Duymaya Başlar? Bebeğin duyma yetileri 24. haftada tamamlandığı ve de 25. haftadan sonra bebeğin annesini duyabildiği uzmanlar tarafından ifade edilir. Bebeğin yaklaşık 32. haftalık olması ile seslere bir tepki vermeye başladığı belirtilir.
Göbek bağı düştükten sonra çocuğa ilk banyosu yaptırılabilir. Halk arasında doğru kabul edilen bir diğer yanlış ise bebeklerin kırklarının çıkana kadar yıkanmaması gerektiğidir.
Bu kırk günlük sürece lohusalık da denmektedir. Bu süreçte annenin kendini toparlaması, bebeğin de anne ile bağ kurması beklenir. Bu sebeple anne ve bebek yalnız bırakılmaz. Anneye de psikolojik olarak destek olunur.
Adana Çukurova'da farklı bir gelenek yaşatılmaya devam ediyor. 'Bebek tuzlama' geleneğiyle yeni doğan bebekler bal, tuz ve şeker karışımıyla yıkanıyor. Bal, tuz ve şeker bir kap içerisinde ılık su ilave edilerek karıştırılıyor. Dünyaya gözlerini açan bebekler bu karışımla yıkanıyor.
1 yaşına kadar tuz yasak!
1 yaşını doldurana kadar bebeğin tuza ihtiyacı yok ve sağlığı için de kesinlikle verilmemesi gerekir. Çünkü bu yaşlar aşırı sodyum, yani tuz tüketimine bağlı ileri yaşlarda gelişebilecek tansiyon hastalığı yönünden belirleyici bir dönemdir.
6 aydan önce hiçbir ek besine başlanmaması gerektiğini aktaran Şengel, anne sütünün 6 aya kadar bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşıladığına dikkat çekti, “6 aydan sonra ek gıdalara geçilebilir.
Günde 1 tatlı kaşığı tuz yeterli
Yani 1 gr tuzda yaklaşık 400 mg kadar sodyum vardır. Günlük sodyum ihtiyacının 1500-2400 mg olmasından hareketle günlük 6 gr yani; 1 tatlı kaşığı tuz, ihtiyacı karşılamaya yetecektir.
a) Kuru tuzlama: Az tuz ya da yoğun tuz katılarak hazırlanan bir uygulamadır. 1- Az tuzla yapılan uygulamada yüzde 2,5-5 oranında tuz kullanılır. Genelde 1000 gr. sebze için 25-30 gr. tuz ölçülür. Örneğin, körpe taze fasulye, lahana, marul, turp, şalgam vb. sebzeler az tuzla saklanabilir.
Bebeği doğum sonrası tuzla- mak, hassas olan cildinin tahriş olmasına; sarılığı olan bebeğin kulak arkası ya da alnının jiletle kesilmesi bebekte enfeksiyon gelişmesine; kundaklama yapılması bebekte gelişimsel kalça çıkıklığına neden olabilecek geleneksel uygulamalardır (6-8,13).
İlk bebek banyosunun zamanı ile ilgili doktorların genel tavsiyesi, bebeğin göbek bağının düşmesinden bir gün sonrasıdır. Bebeğin temizliği, göbek bağı düşünceye kadarki sürede, silme banyo ile yapılabilir. Silme banyosu, bebek şampuanlı küçük bir havlu ya da müslin bezle bebeğin yüz ve vücudu silinerek uygulanır.
Bu dönemde bebeğinizin gözleri sürekli üzerinizde olacaktır. Siz onunla konuştukça o da size tepki verir. Bu dönemde bebeğinizle bol bol konuşun ve ona tepki verin. Bebeğiniz 3 aylık olduğu zaman agu gibi sesler çıkarmaya başlayabilir.
Agulama denilen bu dönemi tekrarlayan heceleme dönemi izler. “Ma Ma”, “Da Da”, “Ba Ba” gibi sesler yaşamın ilk yılında ortalama olarak 7-10 ay arasında sıkça duyulmaktadır. Bebekler büyüdükçe ellerini çırpmayı, güle güle anlamında ellerini sağlamayı da iletişim adına öğrenirler.
Solunum güçlüğü belirtileri
Solunum sayısının normalden fazla yani dakikada 20-40 arasında olması, göğüs kafesinde çekilmeler olması, burun kanatlarının açılıp kapanması, inleme, cilt renginin morarması ve solunumun aralıklı durması belirtiler arasında sıralanıyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri